Ne yolcular ağırladım.
Nede senden ayrı bir diyardayım.
Senin bırakıp gittiğin noktadayım.
Bir iz senden kalan bir nefes varlığın, alemde dolaşan
Kıtalar aşan.
Hani yolcular gelip gittimi! Hepsini aynı yerde aynı gözlerinden baktım bir an öteye gitsem korkarım
Yaldızlı şiir kesesi, saman kâğıt ilintisi.
Yok, varlık sonuncusu, devir mahlukunun işi.
Yukardan uzatılmış, ip tutulmuş demir el gibi sıkı.
Yuvasına şiir kondurmuş bu tasasız sıkıcı.
Feleğin çarkında dönse zaman,ayrılıklar hiç olmadan uğramadan.
Kırılan cam yeniden toprak olsa, yada taş çatlasa azgın sularda boğulsa.
Vaveyli eden Ahuzar, bir ben bir ardı sıralar.
Çölde ansızın uğramış uğramalar.
Aklımdan çıksan, mezara dönse taş duvarlar.
Vefadır sanıyorduk insanı.
Ben kararlıyım her şeye inat.
Sevmedim ne varsa… eller görür diller yabancıysa.
Sevmem artık.
Sevemem aldıklarından.
Vermem ellere, verem eyledi gönül.
Bende ki çilenin sonu yok.
Gözler görmez akıl şaşıyor.
Bilinen ne varsa hepsi doğrumu.
40 çeşmede yıkanmadı bu su.
Arsız insandan dahası sende kalanmış
Bir perdenin ardında açılan gizli mabet.
O sırki alemler ona mı denk?
Ey gönlü yaralı güvercin kalbi tak tak.
Öyle bir sırki bu alemde ona varmak.
Varmıdır? Onun gibi mahsus bir dil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!