işte gidiyorsun...
fitili
yakılmış
dinamitler
yükleyip
damarlarıma
yaprağın;
zamanı gelince dalından düşmesi
ne dalın acizliğinden,
ne yaprağın güçsüzlüğündendir.
vakit gelmişse
ki
bir cinayet mahallinde suçüstüyüm sevgili!
b/elimde kör bıçağım, gömleğimde kan lekesi
karmaşık bir düşteyim sanki, dehşet karabasanda
s/açılmış yer/yüzümde, kamçılanmış sirenler
doğrulmuş namluları vardı, gerilmiş tetikte elleri
kaçmaya yeltenmedim, istedim ki görsünler…
her kapının bir anahtar deliği vardır
her anahtar
her kapıyı açmaz...
her kuşu kendi kanatları uçurur
her kanat
sırtıma yükleyip insanlığımı
gidiyorum, bilmediğim iklimlere
şimdi, ayrılık vaktidir dostum
ayrıldığım yerde bulmalıyım seni
beni bekle…
_______________mektuplar, uzakları taşır
_______________ve yollanır, bilinmez uzaklıklara…
ben, ucu yakılmış bir mektubum, zarfında tutsak!
sütbeyaz güvercin kanadına ilmek ilmek düğümlenmiş.
burçlardan
esir kampında gece
gecenin son yarısı
parça tesirli bir bomba düşer ansızın
koğuş kalk!
deşilmiştir uykuların mahremiyeti
_________________bir kömür, bir uzak, bir kara, bir derin,
_________________ellerin, yeraltında yitmiş kocaman ellerin…
_________________f.hüsnü dağlarca
çöker, kanayan göğsüne ölümcül tortusu
parmak uçlarında seken bir grizu telaşının
tükenen gün, inine çekilir
devran söner, dem kararır
bir kız ağlar ol kara bahtına
incecik yorganı altında dargın
dışarda
bir deli kar yağar, esmer
sevda yüklü iki kalp varmış bir zamanlar
bir varmış
bir yokmuş
gerisi masal…
kırılmıştır üstüne titrenen büyülü camlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!