Bir nesil çürüttü ömrünü,
Al da git makarnanı, kömürünü,
Bir sandık iki pusula gördü mü...
Sar başa kısır döngü.
Kimse memnun değil halden,
Bu yorgunluk omuzlarımda,
Kıpkırmızı gözlerim,
Solmuș hevesimle ben,
Neden inat ediyorum bu kadar?
Bu yașama așkı neden?
İște sevgilim, kardelen,
Nedir bu karanlık örtü çekilen,
Hayallerim midir yoksa yıkılan?
Bir kurşun gibi bu cana sıkılan,
Aşktan gayrı yaram yok ki be gülüm.
Kastın mı var ki tendeki bu cana,
Seni keşke sadece sevseydim,
En azından unutulurdu,
Nedensizce şimdi kendimi,
İzliyorum uzaktan.
Bazen öyle durgun ve sakin,
Seni beklemek kara sevdam,
Tutunmaktan çetrefilli şu hayata,
Bereketler deryası olan bu köhne cihanda,
İnan ki çok daha dayanılmaz bir ağrıdır.
Seni beklemek kara sevdam,
Ah! Ah nerelere döksem bilemediğim,
Bir karanlık var içimde senelerdir,
Kağıttan akar
Havaya karışır,
Bir çember çizdim kendime,
Sizin için,
İmrenirim güvercinlere,
Her gün en az birisi,
Ya camına konar,
Ya tependen uçar,
Bir şekilde illa ki,
Seni görür.
Bardaktan boşalırcasına yağarken yağmur
Bir parkta, kamelyanın altında sana
Çok güzel olduğunu söylemiştim
O gün adına kardelen dedim
İmkansızlıkları delen o bakışlarından
Sıcak dudaklarından
Devrin aşklarıyla çocuk sevindir,
Gönülle oyna, hep perdeler indir,
Ancak şu sonsuz can acımı dindir,
İşte o vakit bu canım senindir.
Öylesine esen rüzgar deli mi?
Kalbim yokmuş gibi bakıyordun bana,
Sevemezmişim gibi kimseyi asla,
Hâlbuki en güzel ben sevdim seni,
Senin haberin bile olmadı.
Her şeyim sana aitti, her yanım yastığın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!