O öyle farklı
Öyle değişken
Öyle güzel bir kadındı
Ya hep benimdi
ya da hiç olmadı.
Dışında mıydım evrenin.
Her insan daha fazlasıdır, kendi yüreğinden
Her insan güneştir kendi karanlığına
Ve her insan eştir yalnızlığına.
Yalnızlık yoktur, yanılsama vardır maddede
Maddeye hapsolan bedenden dahası
Aşka dönüşen insanın kendinden fazlası
Dünü yüreğimde ezdim
Zamanı yendim
Böylece kalacağım
Tutunup gecenin eteklerine
Sessizliğe sarılacağım.
Bu kez yalnızca
Ol şair bu yolda düşerse bir gün derde
Lütuf eyle ya Rab, Can'ı bu yola serde
Sevda nehrine aşk üryan akar giderde
Ol devir biharab, aşkı anlayan nerde.
Hadi söylesene şimdi aşk nerede
Deniz mavi mi hala gökyüzü kadar
Gittiğin yerlerde de.
Orada martılar var mı
Mavi deniz ve aşkı hatırlatan
Bu akşam içimde hüzün var,
Dağlardan kırlardan uzakta olmanın
Hüznüne benzer
Bu akşam bir yalnızlık türküsüdür
Hoyrat esen rüzgâr
Yağmurda ta içime vurur damlalar
Şiirimden de atıyorum seni
Git
bıraktığın yerden de git
bir uçurum kuruyorum
bir köprüde
bir yalnızlık soluyorum
Dağ taş sen değilsen benim
Ben senin yeryüzündeki gölgenim
Ellerinde büyüyen bedensiz tenim
Al, dile, götür benden, ben sonsuz evrenim.
Kimde ise benden sonra sana gelen dilekler
Bak gözlerinin altında çizgiler olmuş
Söyle güzel kız sana nolmuş
Sen böyle miydin
Çekip giderken
Elmalı seker kokulu
Güzel kız sana ne olmuş
Bir düş mevsiminde
Gerçeğim, gülüşümdün İstanbul
Ölünesi toprakların sonsuz çiçeği
İki suyun birbirine aktığı yerdeyim şimdi
Mirasını ayın gölgesinde yakamozlara bırakan şehir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!