İnsana dair bir şeyler yazmak gelmiyor bugün içimden
Bahara küsmüş, uyanmıyor toprak
Gözler ışıksız
Sular yitirmiş kaynağını
Heyecan vermiyor yağmur
- bir gün
yemyeşil bir umut ilişti gözümüze
- düşüncemizin potasında bir sarkaç
başladı devinmeye
- olmak köşesinden aldı hızını
yürüdü yok olmanın üstüne üstüne
Korkuyorsun
Yüreğin kafesinde bir serçe asılı kalmış yalnız savunmasız ürkek
Ya anlamazsa diyorsun
Ampul gibi köşede bir başına çaresiz kalırsam diyorsun
Terk edilirsem denizin kıyıya vurduğu bir salyangoz gibi
Sevişen çiftleri gördükçe tırnaklarımı yersem
bugün görüş günü
içimde ayrılıkların hüznü
tel örgünün ötesinde kar
karın üstünde serçecik
hoşgeldin görüşmecim
açsın yorgunsun bildim
Bir ses oldum sessizlere eş oldum
Defterine elif elif düş beni
İplik oldum kökboyandan renk aldım
Tezgâhında ilmek ilmek kur beni
Dışarıdaysan
Tatmak istiyorsan paylaşmanın küçük mutluluğunu
Sevincini bir arada olmanın
Bir çay ocağında buluşursun dostunla
Sinemaya falan gidersiniz
Ya da ne bileyim
-Numan Dönmez’in anısına-
Hocam, dostum, ağabeyim
Aynı salkımda yetişen üzüm taneleriydik
Aynı güneşe döndük yüzümüzü
Aynı ağaçtan topladık meyvemizi
yaşam tomurcuklandı
akarsuyun gözpınarlarında
biçti donunu
aldı yükünü
çekti ipini
ve düştü
Uzanıverdi sorgu yorgunu
Düşünce kemanı suskun
İlk soluk alışı duyuldu hücrenin nemli tabanında
Örste dövülüp suda dinlenen çeliğin
’Benim meskenim dağlardır’ (Ah şimdi bir dışarıda olsa)
Diyorsun ki
Deli dalgaların kayalara vurduğu yeter
Artık suda dinlenme zamanıdır
Ateşten inip örste dövülenin
Bırak başka göllerin sularında oynaşsın ay ışığı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!