Sevilmediğimle kaldım
Görülmediğimle kapandım
Duyulmadığımla sustum
İstifra… bütün kelebekleri kustum
Duvarlar dostum oldu, sancılar postum...
Bu hengamede
Hissederek yazdığım naçiz namede,
Niye her satır hengame de hengame?
Suretime bakar iken aynada,
Her ölünün üzerine toprak mı atılır zannettiniz
Nabzı atan ölüleriz sokak çocuklarının yadında
Karnelerimizi de aldık her şeyimiz var her şeyimiz
Güler yüzlere de parlayan gözlere de kandık
Hepsi on üzerinden on beş çekiyor başardık
Her şeyimiz var bizim her şeyimiz
Aydınlıktan nefret eden bir göz bebeği taşıyorum
Gözümün içindeki puslu karanlıkta çocukluklarımız koşuşturuyor
Bahçelerden devşirme sisli ve sarp bir arazide
Senin ve benim içimdeki biten aşk cümbüşümü onlar yaşıyor
Göz kapaklarım önümdeki hüsranı sonlandıramıyor
Cenazeler dolusu insanlar heybesinde taşıdıklarını havaya savuruyor
Ulaştı hayatım kendi içime, tasavvur etti
Önceleri bu ahval anlaşılmaz bir suretti
Ateşlerin ardından doğan kül anlattı bana
Yangınlardan arta kalan yaralar bir yana
Zaten kendi payını almıştı büsbütün hayat
Akıl baştan çıktı sırtıma takılıp oldu kanat
İçimde canımın avazı
Zahirimde, kanlım, canlı düşmanım
Ahirimde ölümün azı
İmkansız... Ben imkansızım
Görmek zor değildir âmâ için
Hata üstüne hata, künde üstüne künde
Kahrolsun bu içimdeki sevgili sevgisi
Hani öyle hani ne bileyim öyle görünce
Olur dedi kalbim kısıldı aklımın sesi
Bir gün herkesin yankılanacak selası
Avuçlarımda bir şey göremiyorum
Kapatınca gözlerimin perdesinde
Naçiz kaderimle geçiniyorum
Issızlığımın naçizane güvertesinde
Omuzları düşük ve başı önde
Çam kozalakları hüzün saçar, çeşmeler de gözyaşı
Yaylaların gözleri nemli, Maçka'da pişer matem aşı
Bu Karadeniz ikindisi ne zamandan beri gam, keder
Ne bin çapulcu haşa ne en baba entel bir eren eder
Ayranlar ekşirse tatlanır, yürekler yanarsa içi harlatır
Sana kendini sevmeyi ben öğretmiştim
Bizim şarkılarımız,
birbirimize söylediğimiz
Güzel, içten gelen,
iyi ki varsınlarımız vardı
Süslü hayaller,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!