Ali Rıza Fatih Bakırcı Şiirleri - Şair A ...

Ali Rıza Fatih Bakırcı

Arasalar, aslında bulurlar...
Bulursalar da boğarlar!
Kaçmak çare değil ki ağalar!
Yatsı okundu, şimdi çıkarlar...

Çıksınlar, çıkıp çıkıp gelsinler!

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı


Bu şarkının sesi dinmesin sokaklarda
Bu şarkı söylensin bütün kırık kalplere
Bu şarkı hiç düşmesin dudaklardan
Dinleyenler buluşsun gönül köprülerinde

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Ya Rab, gönlümden bu uğursuz cendereyi kaldır
Ya göğümden bu kara bulutları ya da beni aldır
Ya Rab, akan sular durdu, raksını bozdu zaman
Görevini ifa edemez oldu, beşinci oldu havsalam

Merhametsizlerin dünyasında kaçacak bir yer

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Ben gecenin dördü ben gecenin beşiyim
Ben ölümün ve yaşamın eşiyim
Ben deliyim sol yanımda bir can pare
Mezardan mezara tünerim göz hare

Suyum çamur, kalbim hamur, alnım ak

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Kurt yer dîvanımı,
köpek içer susadığım suyu
Muhtemelen tiksinti geçer midemden,
şahit oldum bir an diye hayata
Minberim kulağımda çını olan kelimetullah
ve içerimden geçen sızı

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Dalıyorum…
Hayalimde bir yabancı Azrail’e benzeyen
Bilmem Azrail kime benzer
Mevzu bahis havsalam
Nefesimi onun burnundan veriyorum
Git gide nefesimi tüketiyor

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Bir insan ne kadar değerlidir? Bir ulus ne kadar? Bir insanın değerini ne ile ölçeriz ve bir insan kendini neye göre değerli hisseder? Ne kadar çok kişi onu seviyorsa o kadar mı değerlidir ya da kaç kişi onu onaylıyorsa? Kaç kişi onu arzuluyorsa o kadar, ne kadar parası varsa o kadar, ne kadar güçlüyse o kadar mı değerlidir? İnsan kendine değer katmak için ne yapmalı? Kendini değerli hissetmek için ne yapmalı? Bunlar aynı şeyler mi? Birinin neye hizmet ettiğiyle hangi hedefe yürüdüğünün ne önemi var? Peki annemiz babamız atalarımız peygamberimiz bizim için neden bu kadar değerli? Çok soru var evet… Çünkü değerli olmak zor ve ondan daha da zoru değerli hissetmek. Siz ne kadar iyiye hizmet etseniz de değersiz hissedebilirsiniz fakat bir insanın değeri arkasında ne bıraktığı ve neye hizmet ettiğiyle ölçülür. Annemiz bizim için hizmet eder ve arkasında gül kokulu bir hayat bırakır. Babamız bize hizmet eder ve arkasında bir miras bırakır. Atalarımız da bize hizmet eder ve arkasında medeniyet, türe, dava bırakır. Herkes istese de istemese de bir şeylere hizmet eder ve değerini, kalıbını ortaya koyar. Ama hisler bu şekilde çalışmaz. Siz her ne kadar iyi bir amaçla hizmet etseniz bile insanların umrunda olmayabilir, size hak vermeyebilir, yalnız kalabilirsiniz, hatta sizi linç edebilirler… Bu noktada ortama nefis girer. İnsanoğlu egosunu tatmin etmek ister, ister istemez… Bu da insanın değerler bütününde hizmet ettiği amaca bağlı kalmasını sağlar çünkü devam ettikçe etrafındakiler onu tatmin eder. Sırtını sıvazlar, alkışlar, hayranlık duyar… Ne kadar parası, statüsü, kendi fikirleri…vb varsa o kadar saygı duyulur kişiye. Bir insanı değerli kılan nedir peki? Bir insanın istediği kadar parası, statüsü olsun eğer hizmet ettiği dava benim davam değilse o insanın benim gözümde değeri sadece yaşam hakkı olan bir birey olmasıdır. Öyle ya da böyle biri için herkes değerli olamaz, biri herkese her şeye saygı duyamaz, biri herkesi sevemez… Aynı zamanda bir insan herkesi seviyor, sayıyor, değerli buluyorsa kendini düşürür. Kimse onu benimsemez, kimse ona bir duygu beslemez, kimse kendinden bir şey katamaz çünkü nötrdür. Nereye dönse sana saygı duyuyorum, değer veriyorum diyen bir insana; bir feminist aynı şekilde yaklaşamaz çünkü o kişi aynı zamanda bir faşiste de saygı duyup, değer veriyor. Bu durumda bir yere aidiyeti, bir amacı, bir davası, bu davaya da herhangi bir hizmeti olmayan insana kimse değer yüklemez, yükleyemez. Bunun yanı sıra insan her ne kadar hizmetkar olsa da kendini değerli hissetmez çoğu zaman çünkü kimse onu görmüyor, övmüyor, alkışlamıyor... Her insanın kendini değerli hissetmesi için yanında birilerinin ona destek çıkması gerekir. Bu insan da hizmet ettiği yolda kendine hem dava arkadaşları hem de destekçi arar, bulana kadar da durmaz. Çünkü eğer ki insanın yanında ona destek veren olmazsa bir devrim yapamaz, onu öldükten sonra da yaşatacak olan insanlar olmazsa bu yolda boşuna yürüdüğünü hisseder. Bu yüzdendir ki parasını, statüsünü, tanınırlığını her geçen gün artırması gerekir.

Değer yargıları insanın ne kadar değerli olduğuyla kendini ne kadar değerli hissettiği arasındaki merkezdedir. Hz Muhammed(sav) zamanında kendini değerli hissetmiş midir? Evet, çünkü yanında destekçileri vardı. Bir yandan da düşmanları vardı. İnsanın dostlarının önemli olduğu kadar düşmanları da önemlidir. Karşısında bir düşman bulan kişi onunla savaşa hazırlanır ve yanında da beraber ölüme gideceği destekçilerini, dostlarını gördüğü zaman değerli hisseder. Bana o kadar değer veriyorlar ki yanımda, benimler birlikte savaşıyorlar, der. Düşmanıyla savaşan insanların da kazandığı zaferin ne kadar muazzam olduğu onlara değer vermemiz için yeterli değildir. Savaşın sonuçlarıdır. Yaptıklarımızın sonuçları ne kadar iyilikler doğurursa savaşımız o kadar haklı olur. Yaptıklarımızın sonuçları kötü olsa ve kendimizi hala değerli hissediyorsak karakterimizi hatta büsbütün bir ahlakımızı sorgulamamız gerekiyor. Yapacaklarımızı yapmadan önce mutlaka bir ölçüye göre yapmalıyız. O ölçü de mutlaka öncelikle akla, ahlaka, inancımıza ve atalarımıza ters olmamalı. Biz kendimizi ne kadar değerli hissetsek ve insanlar da her ne kadar yanımızda olsa da yaptıklarımız ölçüye ters ise hiçbir değeri yoktur… İşte insanların değer algısı ne zaman bu ölçüye tâbi olur o zaman değerli bir ulus, değerli bir kul; değerli bir asker, doktor, mühendis... oluruz. Dünyanın işleyişi bu yöndedir çünkü yaratan da bellidir, ölçü de belli…

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Değersiz bir hülasadandır bendeki bu inlemeler
Ne mızmızlanır beden, dert bir gelir bir gün gider
Namı nüfuz ederse hale, insan elbet sarsılır
Vurursa zat nefse prangayı, demek derde aşıktır

Ağlarsın, acı çekersin de bir dosta niye söylemezsin

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Bazı güzel şarkılar var ki
Dinlemeye dermanım yok
Dört dakikada dört duvara
Dört diyardan dört gönle
İltica etmek demek benim için
Her şey sadece bitene kadar değil

Devamını Oku
Ali Rıza Fatih Bakırcı

Ben nereden mi çıktım? Beni sana getiren şey sahip olduğum kusurlardır. Bende bu kusurlar olmasaydı seni kendime layık görür müydüm?

Devamını Oku