Bir yerlerden geçiyorum, ölmem ya
Olur ya Azrail ile ters düşeriz, sonra
Bilinmezlere göç edersem bilin,
Benim toprağım sever papatya
Beni seven böyle sevsin
Silmekle uğraşmam alnımda ne yazıyorsa
Ben senden önce ölmek isterdim
Şimdi;
Yağmurlarda hazan olup,
topraklardan taşmak isterim
Atlayıp uçurumdan arşın arşın,
karlı dağları aşmak isterim
Bilmem, neden açılmıyor hiç yollarım?
Bilmem, neden dinmiyor hiç dertlerim?
Bilmem, bilinmez...
Bilmem, neden sormuyorlar hiç halimi?
Bilmem, neden ben hiç üzülmem mi?
Kara deftere bir isim daha yazıldı bugün
Kara is gibi kaçıp gitti bütün güzelliği huzurumdan
Bazı iyi şeyler öğrenip garip şeyler duydum o berber adamdan
Hediyesi olan kitabı daha açıp bakmadım, bilmem ne yazar
Olmasaydı bir gariplik sakala laf etmezdi, karısını sorma…
Misvak da kullanmıyor belli ki, ağzı kokar
Tutarsın nefesini, içinden bir istiğfar çekerek
Geçersin o kapıdan, karşında bir sandalye bir çiçek
Sandalyeye oturur, seviyor sevmiyor diyerek
Üç yüz altmış beş yaprağı, üç yüz altmış beş günde sabırla,
Tek tek...
Götürüp verirsin çiçeği, seviyormuşsun diyerek
Karnın mı aç, soran olmaz
Derdin mi var, gören olmaz
Sorsalar da dinleyen olmaz
Kıyıdayız, köşedeyiz, sağdayız, soldayız, buradayız biz...
Onlar buradalar, buralardalar...
Bir dert arkadaşı vardı bi' zamanlar
Üzülme çaresiz dert olmaz derdi
Bi' zamanlar...
Biliyoruz hayat dobradır
Aynı zamanda sorandır
Ben benden de beterim
Beterin de beteriyim
Gözlerimde mil mi var
Kendimi niçin görmezim
Kahret senden olmayanı
Ağlamak, bir solan gül için
Hem de katılarak ne biçim
Ne dersen de ağlar bülbül
Bir gül için çağlar bülbül
Biz birbirimize güvenmek istedik
İşbu koltuk bahaneydi
Biz birbirimizi sevmek istedik
O tebessümler bahaneydi
Biz birbirimize arkadaş olmak istedik
Sıkıntı yoklarımız bahaneydi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!