Acıyı anlat bana gülüm,
İmkansızı tarif et.
Donuk kırmızı olmuş yazılarını,
Kurumuş lekelerinde,
Gözyaşlarının.
Bana anlat acıyı,
Gece
7 güne bölerken haftayı,
haftalar ayları doğuruyor.
Takibinde peşi peşine seneler,
geçer ve yine geçer.
Alt tarafı sadece bir geceydi
Arama... be kuzum..?
İçimdesin sen, bedenimdesin.
Ne kaldıki paylaşacağım,
kendimi verdim sana gülüm.
En güzel yaşlarımı,
mevsimlerimin en güzel anlarını,
Karanlıksın benim için,
Yüreğim artık çok yavaş.
Ağır yük ama hala sırtımda.
Derin soluklar alıyorum,
Bitmeyen sevgin yanında.
Her gün başı bir bulutsun,
Bir martı olsam,
Denizfenerleri ve sonsuz göklerin bana ait olduğu.
Hep mutlu, özgür, hür bir yüreğim olsa, sevilen.
Simit yesem kovalarken vapuru,
pervane sularında ıslanarak.
Bıraksam kendimi dalgakıranların üzerine.
Gelincik tarlasındaydım,
kıpkırmızı incecik yeşil gövdede,
kelebek kanadı sanki,
tül gibi, şeffaf…
Koştu gönlüm, yol yol içinde,
ayaklarım basmadan yere,
Kimdin..?
Bulamadığım aradığımda,
içimdeki benmi?
Topraktaki tohum, kurumuş boğazımdaki su,
yüreğimdeki ilahi kudret.
Kasırga, gündüzü geceye katan.
Güneş nasıl tutulursa bilmem kaç senede bir
Sen içindeki sevgiyle dolduracaksın kara yazgıları,
Küçüğüm sen her zaman bir adım önde olacaksın acıların sesinden,
Senin kaderin değil, kara yazgısı gecenin,
Unutma gün gelecek, beni anlayacaksın,
Doğrusuna günlerin için için ağlayacaksın.
Mutluyum, seninle mutluyum.
Geride kalan üç beş günüm için, mutluyum.
Her gün büyüttüğüm sevginle,
beslediğim senle mutluyum.
Şerefsizim ölmek yok,
Kamçı gibi vurdu yüzüme,
gerçekler...
hayalsiz ve düşsüz.
Herşey ne güzeldi,
saf sade ve pürüzsüz.
Eylül yağmur üstümüzde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!