‘’Bırak, kavrum kavrum kavuran yangınlar son bulsun
Bırak, körpe bedenin dingin bedenime savrulsun’’
Gelin;
Kelepçeler vurun sevda emekçisi
Nasırlı ellerime…
Zincirler,
Prangalar takın yalın ayaklarıma
Camlar, dikenler serin yollarıma…
Oya gibi işli
Buzdan zerrecikler
Döner düşer başıma
Bir yıl daha bitti
Girdim yeni yaşıma
İnsan herşeye alışıyor zamanla
Bir ara
Onlarsız edemeyeceğimi sandığım
İnsanların yokluğuna
Onlarsız da olduğuna
Günün batıp-doğduğuna
.......................................Bu bir fotoğraf şiiridir...
daha ısınamadım ben
sen gittiğinden beri
hâlâ üşürüm…
boyun büker gibi büküp dizleri…
Ankara’da akşam
Ankara’da hüzün
Bu diyarda saltanatı sürüyor güzün
Ilık bir karanlığın üstüne yağıyor kar
Ve hala
düşlerimde gülümsüyor yüzün
İçmeye gerek yok ki
Dokun, başım dönsün,
Sarıl, dilim dolansın,
Öp, gözlerim kararsın…
~ Ali ASAFOĞULLARI ~
... Şiir’ime
Kendi iç savaşımda mağlubiyetler yaşadım
Darağaçlarının ilmeksi kravatları
Boynuma dolandı ipeksi dokunuşlarla
Bir daha göremedim ne güneşi ne mahı
Saplanalı beynime o kirpiğin siyahı
Artık görmeyeceksem gözlerinde sabahı
Tanrım neden yarattın o kusursuz silahı
Bursa 26 Kasım 2008
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!