Zifiri karanlık, tozlu ve buz gibi bir hava
Önce bir öksürük, boğaz yanması
Sonra birden beyne vuran şiddetli ağrılar
Ne mi oldu bana?
Enkaza dönmüş bir binada
Mahsurum, yaralıyım ben
Gidersen,
Adın kalır bende
Yüzün kalır bende
Sesin kalır bende
Kokun kalır bende
Her nerede olursan ol
Gördün mü dün, evvelsi gün
Gördün mü ateşte yananı, yakılanı
Gördün mü yanan canlar üstüne tepinenleri
Yanmış olmak yetmezmiş gibi
Orada olduğu için suçlananları.
Gördün mü iftira edilenleri
Küçük bir daldım oysa
Kocaman ulu bir ağaçta
Kırıp, yere çaldıklarında beni.
Ezmeye çalıştılar,
Yok etmeye, toprağa koymaya
Başardılar da kısmen.
İçim sıkılarak uyanmaktan bıktım
Halbuki dinlenmek için uyur insan
Oysa tersine durum devam ediyor
Rüyalar birbirini kovalıyor uyanmaya yakın
Sanki her biri ben 'iz bırakacağım' diye
Öne çıkmaya çabalıyor
Karanlık, her yer karanlık
Sokaklarda, evlerde, meydanlarda, ekranlarda
Sonra insanların yüzlerinde
En acısı karanlık yüreklerde.
Işık kaybedilmiş bir yerlerde
Belki de ışık kovulmuş, ışık sürgün
Kentler vardır,
Bir kent olmanın ötesinde anlam taşırlar
Kentler vardır,
Bir yerinden tutar seni.
Kimi hayat verir sana,
Sorar mısın hiç kendine:
“Kimim ben?”
Evet sorarım dersin herhalde, ama öyle değil
Ciddi ve samimi şekilde, öyle kıvırmadan soracaksın
Kendine torpil yapmadan, acımadan yapacaksın bunu.
Hayatının bu en önemli sorusuna
Bu sabah bir kez daha
Uyandım yeniden korkuyla
Yine seni soracaklar bana
Cevap veremeden susup kalacağım öyle.
Donuk gözler, çatlak dudaklar ile
Bilsem söylemez miyim ama bilmiyorum diye düşüneceğim.
Kaç gün için geldim dünyaya, bilmiyorum
Gel dediler geldim
Neden geldim demedim
Herkes sevinçliydi çünkü etrafımda
En çok annem, gülüyordu bana.
Ne iyi bir şey dedim dünyaya gelmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!