Kalbimi zarif kılan,
Her dalında açan fidan,
Ruhuma güzellik katan,
Yalnız o var karşımda.
Hem dalında bir güzide,
Orta Asya'dan gelmiş Türkmenleriz
Kopuz ile söylenir nefesimiz
Ahmet Yesevi oğlu Hazretimiz
Yol gösterir lambanın aleviyiz.
Hacı Bektaşi Veli ocağımız
Benim kalbin senin aşkın, ya, sen iç,
Bu keyf değil, bu yarin zevki dersin,
Ne benden derdi sordun, bilmedin hiç,
Bu dert değil, bu yarin şevki dersin.
Dudaklar kalbe sunmuş derdi, al geç,
Aşk dediğin şişede mey gibidir,
Yanında su olmadan içilmesin,
Her gördüğün güzel gönül çevirir,
Kalbe danışmadan ten biçilmesin.
Sevincinden hep ikili geçer,
Biri sana, birisi bana dersen,
Nişan yüzüğü olsun parmaklarda
Çalımıyla ağırdır, tek tek geçer,
Hepsi benim olsun yakışır dersen,
Gönlün benden yana da neden dudak bükersin,
Ben varırım yanına, sen hep uzak düşersin,
Ben yanarım aşkınla, sen serince gezersin,
Bana da dokun desem, boran olup esersin.
Nice güller çevirdi, ben olmadım dalında,
Boğazında koydu memnu meyvayı
Cennetten aldı Adem’i Havva’yı
İçinden geçirdi bir kez sarmayı
Alev alev yükselen bir hardı bu.
Nur idi aslı onu şeytan yaptı
Ateşi yaktı beni, düşürdü halden hale,
Şerh düşmüş üstüne “daha birinci merhale”
' Bu oyun bozulmalı artık. İnanın ki bu köşede değil pamuk, ipek gibi yazı yazanlar var. Bunlar bir bedelin karşılığı satılmadıkları için kozadan çıkamıyorlar. '
İngiliz'in, Fransız'ın bu toprakta gözü var
PKK'ya yardımı Ermeni'ye sözü var
Kancıkoğlu kancıklar adamlık ne yüzü var
Koz olarak kullanır oldular bak nobeli.
Beni alır götürür, uzaklara ellerin,
Ruhuma güzelliği verirse hayallerin,
Aşkın ateşi düşmüş, benim kalbimde yerin,
Önemi olmaz artık yanımda güzellerin.
Bülbül yuvası gibi davet eder dudağın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!