Hani bazen kaşınanlar vardır ya!
Sen ağırdan aldıkça adamsınmayanlar
Hani sallamanyanlar
İşte böyle birisine...
Gönüle ateş düşürürler nar ağacından,
Aşıklara yer ayırırlar dar ağacından.
Acele işe şeytan karışır
Aheste, aheste öpeyim ben
Dudaklar sevgiyle tanışır
Elime değer tenindeki ben
Asil gönlüm, gezen her güzele boyun eğmez,
Güzelliğin olmasa, nazın çekmeye gelmez,
Aşkı hakikatle baş göğe değermiş derler,
Diz bükülür yerinden, yere düşmeye gelmez.
Dermani dertlenir de, hasrete boyun eğmez,
Ey kana susamış, kan emiciler,
Korsan gemisiyle kör gemiciler,
Şeytanın ipiyle kol geziciler,
Allah belanızı verecek sizin.
İhtişamı bulup zevke dalanlar,
Aşka boynum bükerim, hizmeti bulsun andım,
Kalbi açtım sana, görsem yanarım ben yandım,
Sis olup geçti gönül, ömrüme bak uslandım,
El değinsem, saçının telleri okşar kaldım.
Damla düşsün dileğim çok sana, yalnız sandım,
Dün gibi, ayak izlerini taşır kaldırımlar,
Nasıl destekler bu omuzu, senden ayrı beller.
Yad eder, kulaklarım senin hatıranla çınlar,
Nasıl dinler, başka dilden dökülürse nağmeler.
Aşık içmiş ya hasret çeşmesinden,
Elinden düşmüyor saz, telde sensin,
Gülümser toplanır gül bahçesinden,
Dilinden düşmüyor haz, dilde sensin.
Hayal dersin, bulunmaz böyle düşden,
Bal, bal demekle ağız tatlanmaz,
Yar, yar demekle gönül odlanmaz,
Sevda düşünce gönlün içine,
Alevi çıkar, kalpte saklanmaz.
Yari saracak kollar sızlanmaz,
Zariftir,
Dalına da konar, gülüne de konar,
Kelebeği zarif kılan, kanadındaki bendir.
Güzeldir,
Dileyene de kanar, gülene de kanar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!