Esrarın tülü kalkar açılır tüm peçesi
Ömür sermayesinin tükenince akçesi
Erzurum/2021
Nakaratı hep aynı davulcular türedi
Sırtımıza yük olan kamburcular türedi
Meydanları parseller "istemezükçü" kafa
Yeniçeri artığı çapulcular türedi
Taşları sökerek akarken Tuna,
Mazluma el veren daldı türküler.
Güneşi, Batı’dan seyir uğruna,
Vicdanlarda mahpus kaldı türküler.
Tek avluda toplanır mahallenin cümlesi
Sonsuzluğu aralar bu ilahi yapılar
Ruhumu teskin eder ulu camii gölgesi
Tüm heybetini taşır kündekârî kapılar
Suyunu akıtmakta sonsuzluğa şadırvan
Bir gün talihime yol çıktı dersem
Koşuver kapıya pürtelâş ile
Toplayıp eşyamı çekip gidersem
Gömül döşeklere yorgun baş ile
Birkaç gün hüzünlen ve sonra durul
Hayat süslü bir sahne bir anda heves üşür
Perdeler çekilince tiyatro piyes üşür
Koşuşturma kargaşa bir gürültü patırtı
Yaşamak kavgasında gün düşer mahpes üşür
Noktalanmak üzere yetmiş senelik şarkı
“Tüm notalar değişir ses kesilince.” dedi
Talihine mi küssün, sönmüş ocağı, barkı
“Felek dirsek vururmuş rüzgâr esince.” dedi
Gözlerinde yılların vurgun izleri vardı
Zaman işlemiyor bu neyin nesi,
Saatler bir asır kadar uzardı.
Sularda yansırdı ayın gölgesi,
Sükûtu hastanın sesi bozardı.
Gidip gelirken işe
Hasreti solur annem
Gözlerinde endişe
Hemen yol bulur annem
Zamanı boşa alsam
Vuslata haber salın, bölündüm dilim dilim
Hükümsüz güneşlerin akşamında gör beni
Belki münasip değil belki layık değilim
Nazlı gönül ülkenden istiyorsan sür beni
Hasretin sarsın beni sür gönülden ırağa




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!