Güzeller güzelisin, senin hiç bir payın yok
Rızık gelir önüne, senin bunda say'ın yok
Keramet sende değil, Yaradanın ikramı
Düşmüşsen bir kere şeytan peşine
Şeytan senin ile, yapar gösteri
Hakikat döndürür, seni çılgına
Sende kalıcıdır, artık histeri
Yalan çıkar, dudağından yağ gibi
Türk benim, Türk benim
Geliyorum, kork! benim
Kürşatla Çini vuran
Yüz bin değil, kırk benim
Türkmen, Kırgız, Azeri
Bin yıl önce yazmıştır, Kaşgarlı Divanını
Hiçbir dile kaptırmaz, kıdemde ünvanını
Benim güzel dilimdir, Nuh-u Nebiden kalma
Kıvraktır kıskandırır, atların rahvanını
Kelimeler sayısı, kesin yüz bini aşar
Hepsi seksen bir eder, illerinin sayısı
Antalya; meyve, sebze, Malatyada kayısı
Amasyanın elması, Sakaryanın ayvası
Kütahya çini demek, Konyanın Mevlânası
İki kıta incisi, ülkemin İstanbulu
Bazan olur bir hikâye, bazan anlatır aşkı
Her türkünün bulunur, muhakkak gönül köşkü
Daha güzel olanı, sazla olan icrâdır
Mest eder gönülleri, türkünün sazla meşki
Maşukların nazları, aşıkları bezdirir
Ufukların ötesi
Sevdiklerimin yeri
Severim ben oraları
Doğduğum günden beri
Şehitler ölmez derler, ben de zaten ölmedim
Değdi bana beş kurşun, acısını bilmedim
Dolaşırdım her gün ben, sizlerin arasında
Size nasıl anlatsam, son zamanlar gelmedim
ÜMİTSİZLİK KÜFÜRDÜR
Sabır ve gayreti, etmeli şiâr
Olmalı edebli, süslemeli ar
Yanına koydunmu, kesin bir karar
Yüce Rabbim, olmazları, oldurur
ÜMİTVÂR OL!
Amaç belli, niyet hâlis
Döndüremez, seni İblis
Gereğinde, yap sen kulis
Yol bulunur, sora sora
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!