SANKİ
Bunca zulüm, yaşanırken, dünyada
Yazıktır diyen yok, ölmüşüz sanki
Sarfı nazar etmek, bu olsa gerek
Başka gezegenden, gelmişiz sanki
Sarıkamışa, Sarıkamışa
Hangi ağıtı yakayım ben
Yeni gelin dul, evlat yetim kalmışa
Doksan bin yiğit, teslim olmuş kara kışa
Anaların yüreği kor
Rüzgarların önünde, savrulan bir dikensin
Geçtiğin her bir yere, kötülüğü ekensin
Senin yok hiç bir gücün, hep muhtaçsın rüzgara
Girersin kırk şekile, o kadar değişgensin
Şahsiyetin yok senin, başkasına kölesin
ŞAYÂN-I DİKKAT
Balıkta bellek yok, yutar zokayı
Nefs ölüme karşı, ister bekâyı
Hep kendine yorar, tümden vakâyı
Nefisler akılın, önünde gider
Kimisinin, yüzün de var endişe
Kimileri, seviniyor gidişe
Son menzilde yolcuların kalanı
Telaş ile hazırlanır inişe
Kimisi kadındır, kimisi erkek
SEÇİM GÜNÜ
Bitmek bilmez, hazinedir itibar...
Nezaket barıştır, daim ol kibar
Gönülsüz mal, göz çıkarır demişler
Kimseyi zorlama, etme hiç icbar
SEÇMELER
Bir düşün, bir konuş, etme acele
İmhal etmez, söz kâr etmez ecele
Geceleyin, yol gidilmez gecele
Yâr olanın, eğri yolu düz olur
ŞEHÂDET EMSALSİZ ŞEREFTİR
Bir düzine şehidim, gidiyorlar kol kola
Beraberce çıkmışlar, Hakka gidilen yola
Şehitlikten daha yüksek, rütbe yoktur dünyada
Rabbimden niyazımdır, nasip etsin bu kula
Gerilmişler yay gibi
Sabırsızlar tay gibi
Cennette yüzü parlar
Şühedânın ay gibi
Atları var hepsi eşkin
İnsan gibi, şehirlerin var dili
İhtişamın, eserlerdir delili
Zarf ile mazruftur, insanla şehir
Şehir, insan, birbirinin vekili
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!