Başıboş,
bir muzlim gölgeyim,
yalan yeryüzünde;
ıslak ıslak zeminlere düşen...
Yaban harabeyim.
Aşikâr gündüzlerin;
İnce uzun bir yara,
göz yaşı misali akar;
Elbistan'ın ortasında
durgun durgun Ceyhan.
Boylu boyunca büyür,
Ben;
zamanın beceriksiz şairiyim,
gölgesi olmuş karanlığın.
Yani hep buruk,
hep yalın.
Bakmayın siz yazdıklarıma,
o günden beri
güneşin altında karanlıktayım
evim boş,odam boş,yatağım boş
tadım tuzum kalmadı anlıyormusun
sensiz,
yönü belirsiz;
Senden ayrı düştüm düşeli;
gündüzler çok uzak,
geceler;
dökülüyor gözlerimden.
Deselerki;
saray olmuş Elbistan,
Bırak yaş dökülsün gözlerimden,
damla damla düşsün dizlerime.
Yine yokluğun gelip çalsın,
yetim gecelerimi elimden.
Gülüşlerim nefretle baksın yüzüme,
ve sensizlik,
Ey sevdiğim!
Koca bir ömür geçirdim,kapkara uzun saçlarında.
Kısa bir zamana sığdırdım ben bu ömrü,
Diyar diyar gezdim durdum.
Hiç usanmadım,yorulmadım o saçların arasında.
**
Bastığım toprak yabancı.
........Yabancı;
şu gördüğüm yer,
........dağ,bayır,yamaç.
Ne han kalmış,
.........ne bildiğim o hancı.
Gökten bir yıldız demet ettim,
dizlerimin üstündeyim annem,sana getirdim.
Sayki dağıldı,didik didik etim.
Yaşı dinmez gözüme,birkez baksan anneciğim.
Çok uzaktan meleklere el eyledim,
seni bana bıraksalar anneciğim.
Dışarıda,saatlerdir lapa lapa kar yağıyor.
Buğulanmış,kenarı kırık penceremden seyrediyorum.
Paslı,eski emaye sobam yeni sönmüş,üşüyorum.
Üzerimde senin aldığın
çürümüşlüğünü kabullenmediğim,iğreti hırkam.
Gittiğin günün umudu içinde,gözüm yolda bekliyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!