Ateşten yürekleri
Kara kapkara vicdanları
Ve vicdanları gibi elleri,yüzleri
Mutluluk
... yer
.... gözyaşı
Altındayım az flu
Uzaklarda biraz gri koyu
Ton ton mavinin,
Baktım çıkıp üstüne
Hepsi bildiğim gün doğumunda
Yollarına şehrin,
Geçmeli şöyle hafiften
Dökülür belki simsiyah kimbilir
Birkaç tel de bir gün
Ağaracak olan saçlarımdan,
Kalmamalı eskisi gibi pörsümeli
Tuttuğunu koparan kollarım,
Lâl ağzımda dilim
Dilimde kilitli kelimelerim
Say ki yorgun seher yeliyim
Sönmüş ateşin külüyüm say ki
Sana geldim firardayım,
Söylediğim gibi son görüş gününde
Hangi günüm, gecem geçti sensiz
Hey vicdansız,hey insafsız
Hangi gidişini bu son deyip
Hangi dönüşünü unutayım söyle,
Hangi yalnızlık bu kadar kor'du
Sen değil öyle,
VAKİTLERDEN BİR EYLÜL AKŞAMIDIR
Desem ki;
Vakitlerden bir eylül akşamıdır
Penceremde bir karanfil, ebruli güneş,
Bildik türküsünü söyler hep gülüm
Şaşırırdım kimi zaman
Sen mi gelirdin,
Yoksa yağmur mu?
Sen mi yağardın,
Yağmur mu gelirdi anlamazdım,
Yağmur
Hanidir düşmüyordu esrikliğinde
Yarı ölüm uykular arası,
Boğulduğum menekşe kokusunda
Kıyamadığım dokunmaya unutmuşken,
O ipek yumuşağı saçların,
Kan damlası doyası
Vurulmak gibi tutulurca güneşe
Sevdalanırcası bir uzak yıldıza,
Arada bir gelip üstüne göğsünün
Konan esintilere buse misali,
Sevdalanmak gibi sevdalanmak hani,
Kolay iş değil bir çok bilinmeyenli
Önce nihavend
Sonra hicaz
Derken araban
Anlatır seni her şarkının güftesi,
Ama illâ da hüzzam
Ve bir yıldız kayar semadan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!