İki sözcük arasında
Kaçamak bakışlarla
Bir içimlik çay,
Bir nefeslik cıgara kadar
Acil sevdalar yaşadım
Gözaltılarında,
Bu sokaklar, bu kent değil mi?
Kleopatra analı,
Yiyip bitiren tümden umutlarımızı, gerzekçe
Harcıâlem bir yaşamda, fistansız ayıplarla
Tüketen sonra yeni yetmeliğimizi,
Duman dağları arsında yudumlarken
Ben sevdalandığım zaman
Ne yana dönsem
Neye dokunsam o olmalı,
Ölmeli birgün
...Bir ay,
Bir yıl ölmeli
Bilmezdim nedir korku
Neye benzer korkmak,
Bükülmez sanırdım bileğimi
Dağ bilip yumruğumu,
Sakınmayıp budaktan gözümü
Yürüyüp giderdim ekmeğin üstüne
Ben anlamam
Öyle yaldızlı laflardan
Elde çiçeklerle
Sevgiliye kur yapmaktan,
Bunu bekleme
Girsede yüreğime sancılar
Ey amansız gece;
Uykusuzluğumun iğneli fıçısı
... Korkulu düşü, çocukluğumuzun
.... Ve yetim kalan sevinçlerimizin
Sayrılı sancısı, dinmeyen acısı
Hep kanayan yaramız;
Yıldızlar inmeli yere
Geçit vermemeli kar boran
Tipi olmalı ıslanmalı,
Üşümeli kuşlar başını sallamalı
Ağustosta salkım söğütler...
Aklına düşmeliyim,
Üşüyorum anne
Tepemde temmuz güneşi
Ben üşüyorum.
Çatlarken toprak,
Bükerken çiçek boynunu
Yüreğim
Memleketim kadar uzak
Memleketim kadar ulaşılmaz
Ve memleketim kadar güzel gözlerin,
Ki memleketimdir onlar
Gözlerini anlat bana biraz, ışıltıyla bakan
G ö z l e r i n i........
Muhtaçken zamansız ayrılıklarda
Pas tutmuşken hasret tenin
Bir dem ılık nefese
Söyle hiç gerek yok utanmana
Yok dedi mi ki bildiğin ten
Tat almadığın olmadı mı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!