Ağız dolusu gülmeyi beştaş oyadığım günlerde bıraktım
derdi komşum
gözlerinde hüznün soluk ışıkları
yüzünde hep yaşam sancıları vardı.
Kızarmış ekmeğin üzerine kaşar
yanına demli çay, en sevdiğimiz akşam sefalarımızdandı.
Kiniyle büyüyorsa insan
kapalıdır gönül perdesi
sevgiyi yeşertemez kalbinde
kırar durur her zaman herkesi
Zalimliğini pekiştirir yaşam içinde
Zaman kara bir şal gibi örtüldü aşkımızın üstüne;
diller yalan söyledi seninle bana
eller yüreklerimizin yeşil bağlarını söktü.
Tutunurken bütün gücümüzle sevdanın dümenine
dağlar, denizler gibi nadan düşmanlar
ihaneti, sevgiyle tutuşan tenimizin üzerine çözdü.
Kırda açan çiçeğim, doğanın nakışısın
Bin bir güzel renk ile, etrafa yayılmışsın
Görüntün ömre bedel, yüreğim acım diner
İçten bir oh çektikçe, sıkıntım uçar gider.
Söyle bana köstebek, yolun uzuncamıdır,
Sen bakıp
geçersin dalındaki güle
ben bakıp
sevdalanırım.
Türlü türlü renklerine
o cennet kokusuna
Kör meşâleler aydınlatmış yollarımı
Işığında çirkin yüzlü gölgeler saklanmış.
Görememişim, yalancının gözlerini iyice.
Hissedememişim, aç nefsinin düşmanlığını.
Dost yüzünden böyle kırılıyor kalpler demek ki!
duygu yüklü şiiriniz okurken hislerim kabardı anneme seslenmek geldi içimden.evet çocukluktan ölüme herşeyimiz anneler,annelerimiz...nefesimiz...içtiğimiz su...kutluyorum..saygılar...
çok cici samimi içten ve bu içtenliğini dizelere döken tatlı güzel yürekli bir melek o onu çok seviyorum