çapkın bir kadının
çağrısına uyup
gittim düşlerine dokundum
herkesten gizli
o boşta bulundu
onca hoyratlığınızdan sonra
ne söze
ne sese gerek var
ben yine de bir şey söyleyeceğim
bir dakika hanımefendi
umursamıyorsanız da
nakış işlercesine yumuşak
sevişmek de gerekir yaşamda
sardunya tadında
gördü
eskiyendi gömleği
yırtık pırtık
yürüdü
ayaksız gecede
bacaksız çocukcasına
bizim suyumuz bizden ayrı akıyor
aykırı bir ırmak boyu bulmuş kendine
sevişkenliği bir başına buruk
kuruntudur artık yaralı sözcükler
birden boşaldı kent kepenkler kapalı
sayrılı gerçeğini kavramalı ayakların
durup sokağın ortasında
yüzüme baktı bir kadın
sonra öptü şaşkın
merakındanmış hepsi
yürüdü gitti
bakmadan arkasına
düşüm ol uçur beni
tut elimden gezdir
dolaşalım kaldırımlara basmadan
ağaçların arasından geçelim
hızla kanat açıp uçarak
bir dans seçelim kendimize
ölüyüm de kurtulayım demişti
ne ki saatine baktı birden
vakit biraz erkendi ölmek için
oyalandı
aslolan yaşamaktı
son gördüğümde ağlıyordun
yarım yamalak yaşadığına mı
yanlışlarına mı doğru gelen
sesini duyduğumda yakıştıramadım
bilemedim hiç bu gidişi
son yakıntı son iç çekiş
Bu Bir Şiir Değildir
Önceleri yoktun, sonra birden çıktın ortaya, var oldun.
Anlaşılırdın. Pankart açmaktan da vazgeçmiştin olur olmaz.
İçlenmek yok dedik, nahoş ölü balıklardan söz etmek de yok.
Ağırlıksa bizim ağırlığımız, hafiflikler bize ait. Gündüz gözüyle
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))