Baksana ufaklık sen ne kadar tatlısın
Hele gel kucağıma sana bir sarılayım
Yoksa kendini büyümüş mü sanırsın
Seni aslan parçası bırak çocuk kalasın
Görüyorum ki büyüklere özeniyorsun
Kral oyundun sen uzun eşek
Kırık boyundun acı verecek
Dünkü çocuklar sana gülecek
Hatırladıkça ahlar çekecek
Dizilmiş başlar değer bacağa
Seni bir ben anlarım
Çok yakınsın bana
Benim inatçı ihtiyarım
Maceraların adamı
Sen, Don Kişot Amca
Evimizde eski bir radyo vardı
Kırk yıl önce babam getirmiş
Kale gibi Alman yadigârı
Radyo öylesine ağırdı ki
Kıpırdatmak mümkün değil
Öyle yattığı yerden çalardı
Başımda çalıp durma
Sen sahtekâr kavalcı
Benim karnım tok yalana
Notaların pek palavracı
İnanmam senin tek lafına
Hem ben masal okurum
Seni tanıdığım ilk gün
Çok iyi hatırlarım
Nasıl da gülüyordu yüzün
Her nerede olsan
O gülüşü tanırım
Hemen yolun başında
Bir küçük bakkal var
Uğrardım ara sıra
Gazete falan alırdım
Hani o eski zamanlar
Neymiş efendim, kardeşmişiz güya
Hani aynı gemideymişiz hepimiz
Lafla yürüyen peynir gemisi bu ya
Aynı denizde yüzermiş gemimiz
Gemi belki aynı gemi ama
Yolumun üstüne dikmişler
Kocaman bir adalet sarayı
Sarayda adalet ne gezer
Siz deli mi sandınız adımı
Hem böyle saray mı olur
Allah aşkına kim söylemiş
Aşkın gözü körmüş güya
Yok canım, daha neler
Akıl almaz güzeller
Görünür müydü sanki?
Aşkın gözü kör olsa




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!