Sen benim hazinemsin aşkım
Adın, adın gibi pırlanta
Kalbin bir külçe altın
Kolların burma bilezik.
Parmaklarının her biri
Parlayan, birer yakut
Ay ve yıldız oynaşır
İki kardeş gibi
Gecemizi aydınlatır
Bir güneş gibi
Yol gösterir avcıya yolcuya
Mehtaplı gecelerde
İçimde küllendi, bütün duygular
Kalemim yazmaz oldu
Ne aşkı, ne ateşi
Kalbimin kapısı kırık
Arayıp sormuyor artık,
Ne dostu, ne kardeşi
Gecenin sessizliği ve karanlığı
Ruhumun temizliği ve aydınlığı
Beklerler hergün alacakaranlığı
İki dost iki sevgili gibi
Gözlerimin rengi ve parlaklığı
Ömrüm isyanlarla geçti Allah'ım
Ne sana ne ona yaranamadım
İkinizde beni dinlemediniz
Ne yaptıysam size anlatamadım
Dua ettim hergün kul oldum sana
Aşk uğruna kavruldum
Yandım yandım kül oldum
Ondan kaçtım kurtuldum
Sana geldim İstanbul
Aşkımı inkar etti
Siz uyurken geceleri yatakta
Kalemimle sabahlarım şafakta
Sabah akşam olanları duyupta
Yazmaya başladım doğruları
Destek vermedi bana eşim bile
Güneşin buluta daldığı gibi
Kalbime girsen yavaş yavaş
Ya gelirsin seni sararım
Ya da basarım bağrıma
Erkekler gül koklarken, gözü karanfil arar
Aşktan içi yanarken, kaktüsü çiçek sanar
Karıştırır her şeyi, hayal gerçek anlamaz
Gerçekleşse dileği, kıymetini bilemez
Bekârlıkta atarlar, asar keseriz diye
Geziyorum İstanbul’u
Kalabalık caddeler, tenha sokaklar
Bir yanda gecekondu
Bir yanda villalar
Köpeğin bakıcısı,berberi var
Garibin yatağı köprü altı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!