Hayatın zehrini içtim, gülemem zorlama sen
Çaresiz dertlere düştüm, gülemem zorlama sen
Bana gülmek yakışır sanma zaman yok gülemem,
Çaresiz dertlere düştüm, gülemem zorlama sen.
Deva yok derdime doktor bile, ağlar halime,
Şehrin sessizliğini dinliyorum
İçinde bulunduğum gecenin geç saatlerinde.
Dolunay ve birkaç yıldız var karşımda
Gözlerimde anılarım,
Aklımsa mazimin derinliklerinde..
Şehir dersen uykusunda
Kendimi görüyorum ağaçların kızılında.
Ve yaprakların sarısında
Sonra,
Yaprakların birer, birer ikişer toprağa dökülüşünde
Yazdan kalma bir günde
Esen yelde yapraklar yerlerde savururken
Eskiden tanırım, ben o köyleri,
Yolları taş toprak, çamur olurlar,
Damında lov olan, toprak evleri,
Yazın serin, kışın sıcak, olurlar.
Tezekler yanınca, kış günlerinde,
Hicranıyla yandığım, sevdasına kandığım,
Gel sevdası yüzünden gece gündüz andığım,
Hasretinle yandım gel, gönül aşkım haydi gel,
Gel sevdası yüzünden gece gündüz andığım.
Sevemedim gönülden, başkasını nedense,
Ela gözlüm, güneş ufka inince,
İnce giyin, buluşalım seninle,
Beyaz tene güneş vursun ufuktan,
Ufka karşın, sevişelim seninle.
Ela gözlüm bana eğer gelirsen,
Sahilde uzanmış, bakarsan ufka,
Hem beni hatırla, hem’ de ağla sen,
Meltem yelin, saçlarını okşarsa,
Hem beni hatırla hem’ de ağla sen..
Uzanmış yatıver, bir gün sahilde,
Elimdeki okuduğum mektup,
Bir dostumun bana gönderdiği, son mektubuydu.
Nereden bilebilirdim’ ki okuduğum bu mektubun son mektup olacağını.
Bu mektubun bir sır küpü olduğunu.
Oysa ben dostumdan mektup gelmiş diye sevinmiştim de,
Aceleyle açmıştım, okumak için.
Beni dinle, çocuğum.
Anılarla yaşamak biz yaşlılar içindir.
Sen,
Şimdi hayatının baharındayken geçmişe yanmak niyedir.
Şu hayatının baharında,
Mutlu olmayı denemek varken.
Ne bakarsın, Bey dağları karşımdan
Utandın’ mı, şu düştüğüm halimden
Mahzun, mahzun baktığımı görünce
Utandın’ mı şu düştüğüm halimden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!