Ahmet Yüksel Şanlı Er Şiirleri - Şair Ah ...

Ahmet Yüksel Şanlı Er

Yorgundu o.
Başına gelenlerden
Düşünmekten
Beyin durmuş çalışamaz olmuştu
Ve!
Gözlerindeki hayalin

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Kar beyaz, dağlar beyaz.
Üşüyorum.
İliklerim donmakta, bu gün hava çok ayaz.
Aklım, Toroslar’ da.

Karlar üzerinden, baş veren sedirleri

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Ey insan, bir düşün akıl deneni
Kim yapmış kim koymuş insan beynine
Akılla dönmezse, beynin dümeni
Boş kafan giderdir, kendi kendine.

Bir iş yaparken aklını kullanan

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Ben kendimi kaybetmişim.
Kaybetmişim, bir gizemli dünyanın baharında.
Bulamadan geldi.
Geldi neredeyse, artık bitmek üzere olan şu sonuncu baharım.
Şu yalan, yalan, dünyada.

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Bir işveye kul oldu’ da gönlüm, baharında
Aşk bitti yürek yandı, hüzünden hazanında
Yıllar yılı sevdim’ de yeterdir demeden ben
Aşk bitti yürek yandı, hüzünden hazanında.

Düşman gibiyiz şimdi, konuşsak bile evde

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Aşkı taşımak için, yürek ister,
Yüreksiz insanda, aşk erken biter.
Yüreğin olmazsa gör bak zamanla
O aşkın elinden kayar giderdir.

Aşkına güvenip, taparsan aşka,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Şu yalancı dünyada gün görmeden hayatta
Her yerim yanar olmuş, sevdadan derler bana
Gamla dolu bir vaktin yaşanan son deminde,
Seni yakan bu ateşin, sevdadan derler bana.
Ömrümün son deminde, âşıksın derler bana.

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Bir ses duyuyorum atiden
Bu ses!
Bana bir şeyler söylemeye çalışıyor geçmişimden.
Başım yana düşmüş,
Düşünürken.
Göğsümse!

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Atiye karanlık görerek bakma
Bakarken sen ona, ışık diye bak
Atiden hep ders al yabana atma,
Aldığın o dersler olur tutamak.

Atinin her dersi, sana ışıkken

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

…..Hukuk fakültesi son sınıftan okulunu bitirmeden ayrılmış olan Kasım, her akşam içmekteydi. Kendisini tanıdığım ilk yıllarda kendisiyle çok fazla samiyetim olmadığı için ona neden bu kadar çok içtiğini soramıyordum. Nasıl olsa bir derdi var! ki bu adamın, her akşam içiyor diyordum içimden. Bu kişi ne zaman içerken görsem, kendisi içtiği gibi yanına gelen tanıdık tanımadık kim gelmişse yanında mezesi ile birlikte gelenlere de içki yiyecek ikram ediyordu.
…..Ben onu yeni tanıdığım yıllarda henüz daha evlenmemiş bekârdım ve onun yaşadığı ilçeye yeni tayin olmuştum. Mesaim olmadığı zamanlarda onun her akşam devam ettiği şehir lokaline gidiyor, yatma zamanın gelinceye kadar olan vaktimi orada geçiriyordum.
…..Adını bile henüz yeni öğrendiğim bu adından bahsettiğim Kasım isimli kişi tanışmamızdan sonra, bana yakınlık göstermeye başladı. Onu ilk tanıdığım yıllarda o benden çok daha yaşlı biri olmasına rağmen benim gibi bekârdı. Yaşını kendisine hiçbir zaman kaç olduğunu sormamıştım amma, sağdan soldan onu yakından tanıyanlardan öğrendiğim kadarıyla onu tanıdığımda yaşı en az kırkın üzerindeydi.
…..Kasım yakışıklıydı sportmendi, istese çevresinden her güzel kızı alabilecek sevebilecek bir yapıdaydı. Üstelik de, gördüğüm kadarıyla duyduğum kadarıyla çok da zengin biriydi. Bulunduğumuz ilçede bahçeleri tarlaları deniz kenarında geniş büyük verimli arsaları olan biriydi. Böyle biri olmasına rağmen o yaşına kadar hiç evlenmemiş bekâr geziyordu ve babasından kalan mallardan her yıl birkaç parçasını satarak onun parasıyla eşe dosta içki yemek ısmarlıyor, gece kulüplerinde bir tarafında çilingir sofrası elinde bir deste iskambil kâğıdı her önüne gelenlerle ya da şehrin kalburüstü memurlarıyla eğlencelik kumar oynuyordu.
…..Oynadığı kumar masasında çoğu zaman şehrin devlet dairelerindeki kalburüstü memurları oluyor, onlarla oynadığı zamanlarda yanına kurdurduğu çilingir sofrasından kuş sütü bile eksik olmuyordu.
…..Kasım’ı bu hareketlerinden’ midir nedir bilinmez amma, şehirdeki herkes onu çok seviyordu. Kimin yanına gitse saygı sevgi görüyor, ona karşı saygılı oluyorlardı ve devlet dairelerindeki işleri kolayca çözülüyordu.

Devamını Oku