Ahmet Yüksel Şanlı Er Şiirleri - Şair Ah ...

Ahmet Yüksel Şanlı Er

Ağaçlar var karşımda sarı, sarı.
Hüzün gelmiş yüzlerine.
Düşmekte, birer, birer yaprakları,
Ayva sarı, nar sarı, yer ondan’ da sarı.
Baktım gidenler var yollarda,
Giymiş postalları

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Ah şu gönül sevdasından, susayıp durduğum,
Yandı şu gönlüm, senin sevdana nazlanma sen,
Gel susayan gönlümün sultanı ol gel durma gel,
Yandı şu gönlüm senin sevdana nazlanma gel.

Gel susayan gönlümün sultanı, gönlüm sana,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Senin yüzünden başım belâda,
Konuşma sen hiç benim yanımda,
Düşünmedin sen, gönül severken,
Kölen’ miyim ben senin yanında.

Devamlı dır, dır, yapar durursun,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Ey güzel gençliğim ne oldu sana,
Sen devamlı boynu bükük durursun,
Ne oldu bir söyle, bir deyver bana,
Atatürk demekten sen korkar oldun.

Hani sen, Atatürk’ ün hayranıydın,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Çık dağlara gez dolaş bahar gelince,
Ben dağlara hayranım bahar gününde,
Dağlar yeşerir, sular coşar da,/ her yıl,
Hep bet bereket gelir bahar gününde.

Mef’ûlü / Mefâilün / Mefâilün/fa

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Gönül dedim çıktım, aşkın yoluna,
Hem gezdim hem aradım şu aşkı ben,
Köy şehir dolaştım, aşkın uğrunda,
Aşk kalbimde yoksun neredesin sen.

Sendin tek umudum eskiden benim,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Beygirim altımda gittim bağlara,
Bağlardan topladım, ayva almayı,
Yükledim beygire, çıktım yollara,
Beygirim yoruldu verdim molayı.

Çıkardım azığı, serdim ortaya,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Biliyorum
Sen de acı çekiyorsundur
İçin için sen de benim gibi ağlıyorsundur
Bunu hissediyorum.
Biliyorum
Resimlerim hala duruyordur

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

Bu gün bir eski dostla karşılaştım,
Ne zamandır görmezdim kendisini,
Ve konuştum, hal hatırını sordum,
Sorma derdim çok dedi üzdü beni.

Meğer neler gelmiş onun başına,

Devamını Oku
Ahmet Yüksel Şanlı Er

.Bir kışa yakın son bahar günüydü yanımdaki arkadaşımla deniz kenarına gittiğimizde. Kendini sevenleri ile vedalaşmış olan deniz, dalgalarını seriyordu sahildeki sessizliğe bürünmüş kumların üzerine. Yalnızlığı içinde kıvranan çakıl taşlarına kızgınca köpüklerini çarpıyordu ikide bir sahilinde. Beyaz köpüklü dalgalarda çakıl taşları durmadan arakası, arkasına, bir ileri bir geri yığınlar halinde gidip geliyordu. Yazdan kalma bu ıssız günde, kumsalda ne bir güneşlenen ne bir denize giren vardı. Denizdeki çakıl taşlarına vuran çarpan dalgaların sesleri’ de olmasa, tam bir ölü sessizliği yaşanıyor olacaktı.
.Ben orada denizin dalga seslerine kulağımı vermiş gözlerim ufukta yanımdaki arkadaşımla günün yorgunluğunu çıkartıp sohbet ederken, yanımıza yaklaşan bir arabanın çıkardığı korna sesiyle irkildim. Döndüm arkama gelenlere baktım. Yanımıza kadar gelen bu arabadan yüzü bana hiç de yabancı gelmeyen biri indi. Yanında sarışın bir de, genç bayan vardı. Geldi yanımda durdu. Ben de o anda kendi arabamda arkadaşımla oturmuş doğayı dinleyip karşımızdaki denizi seyrettiğimiz için arabanın yan camını açtım yanımıza gelenin yüzüne baktım. Ben devamlı olarak siması hiç de yabancı gelmeyen bu adamı düşünüyor kim olduğunu hatırlamaya çalışıyordum.
.Yabancı benim kendisi tanıyamadığımı düşünmüş olacak ki, bozuk bir Türkçesi ile ben dedi. Sen beni tanıyamadın galiba dedi. Ve arkasından gülümseyerek yüzüme iyi bak tanıyacaksın, ben senin bir zamanlardaki dostun Barboraza’yım dedi.
.Onun benim yüzüme doğru bakıp öyle demesiyle bende jeton düşmüştü. Yanında sarışın bir bayanla arabasıyla yanımıza gelen bu adam, dört beş yıl önce bir karavanlı piknik alanında tanıştığım ve bir müddet beraber dostluk kurarak beraber neşeli günleri paylaştığımız bir Almandı.
.Onunla ben tanıştığımızda ve her ikimiz de, aynı piknik alanında beraber kalıyor tatil yapıyorduk. Ve onunla beraber kısa bir yaz tatilini paylaşmıştık. Onun arabalı karavanı vardı, benimse gece içinde kalacağım bir çadırım vardı. Ben aynı yerde kurduğum çadırda kalıp tatil yaparken o da karavanında kalıyordu.
.İlk orada tanışmıştık.10 ya da 15 gün kadar aynı karavanlı piknik alanında tatil yapmıştık. İlk gördüğüm zaman bu gelen Alman daha gençti, şimdi ise onu biraz yaşlanmış biraz da değişmiş görmüştüm. Bir de sakallarını bırakıvermiş, birbiri içine girmiş ve karışmış kızıl sakallarının içinde kaybolan yüzü buruşmuştu. Onun için birden tanıyamamıştım.

Devamını Oku