Öyle bir zamandayız, adamlar kardan,
Bîhaber hayatlar vicdandan ve ardan.
Niyet yok kimsede, dönmeye zarardan,
Bu ahvâle bakıp bakıp şaşıyorum...
Ne, nasıl düzelir bu koyu gafletle?
Ölüyor insanlık gözler önünde,
Bu işe bir çare bulmamız lâzım.
Nâşeref kahrolmaz, sen yazdın diye,
Aslolan eylemdir, bilmemiz lâzım.
İlk günâhı her an işliyor Kâbil,
Zaman dururdu sanki, her gördüğümde,
Gözlerimden anlarsın diye bekledim.
Sen açan tek çiçektin hazin ömrümde,
Solarsın diye korktum, söyleyemedim.
Yeterdi sana bakmak her seher yeli,
Perîşan eyledin, sağ olsun canın;
Yakışmaz gönlüme, âh etmek sana.
Serilsin önüne, neyse muradın;
Hüzün bana kalsın, mutluluk sana...
Doğan her güneşte seni özlerim,
Böyle mi solarmış bir şehrin çehresi
Şimdi görseniz onu, tanıyamazsınız...
Ne çıngırak ne parkta şen çocuk sesi
Artık hiçbiri kalmamış, duyamazsınız...
Tarifsiz bir donukluk her anımızda
Hasret bıraktın bir yudum mutluluğa,
Ulan hayat, benimle nedir bu derdin!
Hep savurup durdun yokluktan yokluğa,
Ulan hayat, benimle nedir bu derdin!
Gün ola, diyenlere hep kulak verdim,
Aklarla doluşur şimdi saçlarım,
Keder, demem gülüm; vazgeçmem senden.
Tükensin uğrunda gençlik yıllarım;
Heder, demem gülüm; vazgeçmem senden.
Razıyım yanmaya pervâne gibi,
Kirpiklerin ok olur bir bakışında,
Sen yaman bir avcısın, ben de şikârım.
Adını sayıklar kalp, her atışında,
Gönlüme yârimsin sen, ömrüme yarım...
Bîhaberdim, nedir yaşamanın şevki?
Sen gördüm baktığım her çehreyi,
Yüzünü gözlerimde sakladım.
Gittin; vurup paslı kilitleri
Gönlüme sevdayı yasakladım...
Hangi kabir aldı sevdamızı?
Tüm güzel sözleri atıp bir tarafa,
Nefretimi dizelere kusacağım.
O nahif edebimi kaldırıp rafa,
Bugün ben de kahpelere yazacağım.
Halepçe, Hocalı, Uygurlar, Myanmar...
Hocam severek okuyoruz
Hocam severek okuyoruz