Benim gönlümdeki aşk;
Yurdumun ırmaklarına benzemeli.
Billur billur akmalı damarlarımda,
Serinliği duyulmalı dudaklarımda,
Hayat katmalı, suladığı topraklara…
Ahmet Öztürk
Bir vatan ki her bir diyarı ayrı destan,
Toprağından göklere özgürlük savuran.
Bir hilal bir yıldız bir iman uğruna,
Toprağında taşında şehit kanı akan.
Bir millet ki, tarihinde ne acılar çekti,
Uzun söze ne hacet,
Bendeki bu acı durdukça,
Unutulmazsın.
Sevilmek senin neyine,
Sendeki o ihanet durdukça
Affedilmezsin.
Heyhat! Bu nasıl iştir saçma sapan,
Sen de silah, benim elimde sapan,
Yolumu kaybetti gelecek insan,
Yoksa o da mı eğri yola sapan.
Tekme tokat yağmuruna tutuldun,
İşine gelince biz dostuz diyen,
İşine gelmeyince bahaneler üreten,
Sen ne akıllı dostsun öyle,
Kendinden başkasında akıl yok bilen.
Gözlerindir gözlerimle aradığım,
Korkarak, ürkerek gizliden baktığım.
Gösterme gözlerini kimselere,
Siyah gözlerin için büyür kıskançlığım.
Bakmamalıyım güzel gözlerine,
Söylemedim seni hiçbir kelimeye,
Yazmadım adını hiçbir kelimeyle,
Bilmesin istedim, bilmesin hiç kimse,
Ömrümce bilmeyecek hiçbir nesne.
Kelimeler,
Bir gün göçerim dost dolu dünyadan,
Haberim olmaz ardımdan konuşandan,
Ne bir gülüş, nede içli bir figan,
Duyamam artık, anılan dudaklardan.
Bir bir topladım sevabı günahı,
Hasretim, sevdam yüreğimde coştuğu an,
Yüreğim dağlanıp kavrulduğu zaman,
Ömründen bir gün, bir gece ver bana,
Dizlerimin üstüne çöktüğüm zaman.
Güneşin battığı, kanalığın doğduğu an,
Bir güneş doğuyor dağların ardından,
Bu sabahla kurtuldum karanlığından.
Kurtuldum dayanılmaz acılarımdan,
Kurtuldum karanlık dünyamdan.
Yok artık yok bitti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!