Gem vurulmuş gönlüne, rüzgârlar terse dönmüş,
Her bakışın bir akrep, gölge düşmüş kalbine
Eskiden de böyleydin, kirpiklerinden yine,
Bir iki yaş düşürüp aşkı tadamıyorsun.
Sen hep terk ediyorsun.
İnsanlar neden, önüm sıra ard ard dizildi?
Neden kulağa elin başparmağı çizildi?
Bitti, son yatsı ile bir uzun ömrün hükmü,
Nihayete erişti, güzde yaprak dökümü.
Güneş doğar
Şafak atar
Kimileri doğar işte.
Kimse olmaz
Yapayalnız
Biliyor musun Sevgilim?
Dünyaya söyleyecek hiç bir sözüm kalmadı artık.
Ne kıyıya vuran dalgalardan bir beklentim,
Ne de yemiş satan çocuklardan bir umudum.
Kalabalıklar ruh gibi
Yeşil yapraklar düşmeyi bekliyor sanki tek tek
Şimdi her yolun sonu başka yola çıkıyor
Kıyamet mi üflendi o “İlahi Kudret” den?
Kolaya hükmüm geçmez, zorlar yüzbin kere zor
Bize kaç bilet düştü bu yılki seyahatten?
Anne, yarına çok var ölür müyüm bilemem,
Artık anladım
Med cezirlerden farkın olmadığını
En güzel yerinde gidiyorsun
Bırakıp sıcak çorbayı masada
Arkana bakıyorsun son kez
Ağlıyorsun
Saçlarıma düştü gölgesi tanın
Her yer kızıl kızıl, al al oluyor
Habercisi geldi artık sabahın
Ne büyük mutluluk, güneş doğuyor
Martılar seyirde yakamozları
Yalnızlığım,
Seni düşünebilmek için
Sokaklarda.
Çaresizliğim,
Yokluğundur
Bir zamanlar,
Sana ulaşmak için
Bir kaç adım yeterliydi.
Şimdi de bir kaç adımlık yakındasın.
Ama,
Öyle uzaksınki...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!