Acılarımı kaynar kazanlara attım,
Sel olarak dirildi gözlerimde.
Kuştüyü bir yastığa başını koyup umudun
Tozpembe düşler görmeyi beklemek değilmiş hayat.
Evleri beyaz pencereli sokaklardan
Günü geçmiş anıların durduğu,
Kapalı perde kalmaz, hediyeler sunulur,
Bir fırça darbesiyle sona erer boş resim,
Hiç uyunmamış gibi dalınır, uyunulur,
Güzde veya baharda, başlar ikinci mevsim.
Sen, bende yaprağı solmayan çiçek,
Gözlerimde yıldız, içimde közsün.
Bir cihan mahşere varıncaya dek,
Bırak, kirpiklerim gözünde ölsün.
İlk defa yıkıldı kolum, kanadım
Bilmiyorum, senziz kaç gün,
Kaç mevsim, kaç bahar
Dertli türküler söyledim.
Kaç sene,
Gözlerimi avuttum, ağlamaktan yorulmuş.
Bir sürü zorlu durak,
Kaç yolu arşınladın hayata, sona dair
Hayat mı sende, yoksa sen mi onda acaba
Misafir?
Ellerinde hükmü var, bir sağır bağlanışın
Şüphe okyanusunda boğulmuş artık için
Gözümde kah bir bakış, kah bir yaş oluyorum,
Mısralar arasında yine kayboluyorum.
Bıçak değecek kalbe İlahi'den korkmasam,
Yastığım göl olacak kendimi hiç sıkmasam.
Güneş her sabah doğup ve her akşam batacak,
Her ölüşünde güneş, aydede konuşacak.
Geçmişim parlak değil, bu halim ondan kara,
Her akşam sitemlerim savrulacak yıllara.
Penceremde
Gözlerin titreşir her akşam
Nasıl sayamazsam yıldızları
İşte o duyguyu da kimseye anlatamam
Uyku haram bu gece
Sanma ki caddeler kırk adım
ve sokaklar çıkmaz.
Bir yitik sen misin dünyada?
Gökyüzü bulutlara hasret
Tomurcuklar su emiyor topraktan.
Bakkalcı attı veresiye defterini.
Bir başına gibisin sokak aralarında,
Ayakların, bir sevgi çıkmazında yürüyor.
Şimdi konakladığın mahalle civarında,
Ellerinden habersiz bir tomurcuk büyüyor.
06.03.1999
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!