çok eskilerde aşıklar
üşür
yanar
donardı
sıcağa soğuya kafayı yorardı
şimdi
beni överken
öyle böbürleniyordu ki
umudun öldüğü
kasvetli bir gece
gibiydi...
kıydılar zekama
çok vakit önce
çocukça yaşlardaydım
balıklar akıllansın diye salmışlar denize
halbuki çok arzulardım
dağıtsın beynimi kurşun
Kendi düşen ağlamaz vardır bir hikayesi
Uçurumun ortasında dönüş yolu nafile
Senin gönlün hoş olsun diye kandıramam kulları
Benim yolum ateşlerin üstünde
Kendim düştüm elbette yanmak ta bana düşer
Yanımda istemem bir itfaiye...
''yeter artık kes zırlamayı
aptal adam
dön de kendine bir bak
rölü alinden alınmış bir figüran gibisin
bırak anımsama o vefasızın adını
gözlerini aç
biz eskiden
yanıtı beklerdik sevdiğimizin gözünden
önce konuşur çünkü onlar sözden
ve yanlışlığı sevmez gözbebekleri
köpürüverir birden
kemiksiz dilin sevdası
Kim icat etti bu elektriği
Dostlar
Kim icat ettiyse etti iyi etmedi bu elektriği
konak'tan bakınca karşıyaka başka bir diyar
sanki arada uçsuz bucaksız bir deniz var
an gelir yüreğim bir çığlık atar
susmaz hasretim gün yeniden doğar...
alsancak'ta
oturuyorum bir barın barında
barmen bir kokteyl öneriyor
adının vurgun olduğunu söylüyor
merak ediyorum
içiyorum
Denizlere dalarım
Yakamoza dalgalara
Mehtabın altında sörf yaparım deniz kızlarıyla
Hüzün kalksın kalkmaz
Yollara düşerim
Taksilere
şairin şiir sayfasına ilk defa girip birkaç şiirini okuyunca gördüm ki karşımda Türkçeyi başarılı kullanan, kısa ve özlü anlatımıyla şok tesirli temalar bulan orijinal şiirler var.. takip etmeye karar verdim kendisini.. başarılarının devamını temenni ediyorum..