Âşıkları meclis olmuş, yâre iltifat etmede...
Sanki yârin iltifata, ihtiyacı mı var?
Cümle mecnun sarhoş olmuş, ismini zikretmede.
Sanki ismin dillenmeye, ihtiyacı mı var?
Güneşler Senin misbahın, kamerler zayıf kandil.
Ağır aksak adımlarım, loş koridor, bence ömrüm.
Bir yüzüm var, sana bakar; bir hüznüm var, aşka dönük.
Yalın ayak sancılarım, boş telaşta cemre gönlüm.
Bir gülüm var, rüzgar arar; bir külüm var, ateş sönük.
Ağır aksak adımlarım, loş koridor, bence ömrüm.
Çığlığımı duyman için, sana yeni bir kalp lazım.
Kulakla işitilmez bu, birazcık hissetmen gerek.
Ondan sesim ulaşmıyor, yoksa ra’d gibidir sazım.
Bülbülü nereden bilsin; çatal dilli lâl engerek.
Çığlığımı duyman için, sana yeni bir kalp lazım.
Duymuştum bu cümleleri, fikrimde “karışmış” değil.
Ruhun, ruhuma aşina… Varlığım gayrında değil.
Yastığa başım koyunca, aramam ben de rahatı.
Çözmedikçe sırlarımı, gözler kapanası değil.
Belirsiz kalabalığın, bilinmeyen “jılt” nesnesi.
O siyah saçların ile, endamını bir arzetsen.
Gözlerimin içi güler... Bahar güler, hayat güler...
Sen öyle karşımda dursan, ben taş olsam, hep seyretsem.
Aklım feveran eyler... Mecnun güler, meczup güler...
O siyah saçların ile, endamını bir arzetsen.
Şimdi bana mı soruyorsun, “Neden olmadı? ” diye...
Koskoca bir ömrü, “Neden? ”lerde boğdum ben.
Bir dolu kahır oldu, senden bana hediye...
Hediyenden mağdurum, gel al onları benden,
Şimdi muhtaç mı oldun, az gördüğün sevgiye?
Geçmişe sözüm geçmez, bir şey gelmez elimden...
Keşke gelmeseydin…
Keşke açılmasaydı, kapattığım o kapı.
Mütebessim yüzünde, duruyordu baharım.
Zindanda unuturdu; Yusuf, Züleyha’yı...
Keşke yedi yıl daha “unutulmuş” kalsaydım.
Göle savrulmuş bir taşım, dalgalarım hayatımdır.
Birkaç kez sektikten sonra, dibe vuracak naaşım.
Tuz gibi yakıyor tadım, sancılarım varlığımdır.
Gün gelip öldükten sonra, boşunadır tüm telaşım.
Göle savrulmuş bir taşım, dalgalarım hayatımdır.
Söyle siyah saçlarına, girmesinler düşlerime.
Gecem kara, günüm kara, bir de saçlar çekilmiyor.
Gel sitemkâr bir mısra yaz, tercüman ol hislerime.
Ben söylerim, ben çalarım; bir de isyan edilmiyor.
Söyle siyah saçlarına, girmesinler düşlerime.
Sevgilim göğe bir elif çizmiş de Ay ikiye bölünmüş, neden?
Anladım şu sırrı, bir elif de kalbime çizdi, giderken...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!