Oda karanlık
Oda öksüz
Oda loş
Oda örümcekli
Oda da kimseler yok.
Daha ilk solukta başlıyor
kavga,şiddet,darp
hayata geldiğimizi kanıtlamak için
ilk gözyaşları
ilk sızılar
ilk güvensizlik
Issızca geziniyor düşüncelerim
kimse farkında değil
yazıyorum
tek artım bu zaten.
Derin nağmelerin tınısında
Çoğalırken soruları yaşamın
zamanın belirsizliği
yarım bırakıyor yanıtlarımı.
Güneşte serserileşti
solukların sarhoşluğunda
gözlerim kapalıyken görüyorum bunları
Bildiğimiz halde
yaşamın nasıl yaşanacağını
mekik dokuyoruz bildiğimiz yollarda.
Kafamızda inceli,kalınlı ağrılar.
Nefesimizde boğuk,sevinçli
sesler duyulmakta.
Sanki dün doğmuşum
Sanki bugün doğuyorum
Sanki yarın doğacağım
ve ben halen
o keskin
mavi heybetli dağların ardında
-Giderken ıslık çal emi..!
-Gitmedim.Sana toparlanman için zaman verdim.Nereye gidiyoruz?
-Bilmem nereye gidelim?
-Bak burasını çalışmamıştım!
-Hadi! bir yere gidelim.
-Bakalım sınırlarının ötesi ne renk?
Sabahleyin
o duyarsız kolumu
boynunun ılıklığında ve
saçının telini hafiften çekip,
güne senin yüzüne sürtünerek
gözlerimi açmak dururken,
....eğil
niye?
....yem gelecek
ne zaman?
benim verdiğim zaman.
sen sadece eğil.!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!