Ne güzel başlamıştı ömür denen giz
Adem ve havva sonra nuh sonra biz
Yüreğimizde erirdi nice kalıp buz
Yeşil bir bahçede oyundu tüm dileğimiz
Hem oynamadınız hem kuralları bozup gittiniz
Bazen olur daralır ruhum
Tek rahatlatacak sensin dünyada
Ve her nerede görsem seni bitecek herşey
Ama hiçbirşey getirmez seni
Yıkılmış umutlarım yokluğunun burcunda
Serin bir sabah özlemine yanarken
Tüm selamlarımı askıya alıyorum
Dünya senin olsun
Ben gidiyorum...
Ateş renginde güller yetiştirdim
Bu şiir buruktur
Yeşil yaylaları beslerken sıcak rüzgarlar
Bir tomurcuk filizlenirken toprağa
Bir başka bahara
Havaya,suya, umuda örneğin
Yada bir tarafa kurulsun salıncaklar
Bir hotel odası sessiz huzursuz
Bir sürü eşya bir sürü ruhsuz
Aynada bir cisim biraz umutsuz
Birde hayalin var Allah'a şükür
Ortada bir yatak temiz ve beyaz
Ben yorgun şairi yitik kentlerin
Bir savaşın içindeyim muzdarip
Dünya ruhuma, ruhum ruhuna talip
Aldırmadan yürümek sokaklara
Nereye düşerse gölgen
Öpmek... Islak dudaklarla
Ne garip değil mi hayat?
Ne kadar da basit değil mi?
Bugün unuttuğumuz;
Dün ki sevdiğimiz mi?
Düşünüyorum da;
Şimdi benden uzakta ayrılığımızı kutla
Ya bülbüllere dert yan, ya söyleş bulutlarla
Belki çıkar da gelir...Belki...Bi çare umutlarla
Önce kapılara koş,sonra ağla sessizce
Şarkılara aldırma boşver hoş sedaları
Sadece seni sevdim bu hayatta
Kılıç kuşanmaksızın girdiğim bu savaşta
Zırhımdaki kan pırtılarına aldırmadım
Çocuktum daha
Gözlerimdeki ışıltıyı masum bir edayla sunarken
Hani nadan bakışlarına dalıp giderken uzaklara
Tam bayramlıkları giymişken öyle
Hayatın penceresinden bakıyorum
Yeni aşklar planlıyorum
Ama bir telefon sesi gerilerde
Ahizeyi kaldırıyorum
Oda ne?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!