Uçtum ülkemin batısından doğusuna, ufuklarında kara bulutlar gördüm.
İndim ovasına bağına,Ulu Önderim’ in Efendileri’ni teba gördüm, köle gördüm.
Daracık sokaklarını geç, süslü caddelerinde hırsızları bekçi kovalar gördüm!
Göbeğine inmiş kara sakallı hainleri, altı yaşındakine nikah düşer der gördüm!
Doğudan doğan güneşi batıdan doğar gördüm…
Beşiktaş’ ın Çarşısı’ nda uçan kartala, sapan taşı atan çocuklar,
Güle Güle Yaz!..
Hani bakınca gözler kamaştıran güzelliğin
Nerede aşkınla yakıp kavurduğun ortamlar
Bakıyorum senin de belin bükülmüş
Senin de dizlerinin bağı çözülmüş ne oldu
Uyandın gecenin koynuna mahmur gözlerim
Ne bir horoz öter ne de bir kuş
Yazdan kalan ağustos böcekleri olmasa ıpıssız serinlik koca şehir
Kurşun renkli gökyüzünde karman çorman yıldızlar
Ay güler gülerse başka ne bir yıldız kayar ne tayyare var
Uzaktan eser taşıtların lastik tekerleklerinin sesi
Güneş
bitsin şu karanlıklar
doğ da artık ufuklarıma
körpe filizlerim açmıyor sensiz
çiçeklerim tomurcuk kaldı
Hava bozuk, soğuk, hırçın, insafsız hava! ..
Bulutlar savruluyor, ağaç yaprakları dalları ile koşut bir o yana bir bu yana …
Şimşek bir çakıyor, ortalık gündüz, kral çıplak, vay anasına!
Anadan üryan kral! ..
Bir yağmur tanesi arınmış bulutlardan, alımlı, nazlı, kibar;
Kırmızılar giyinmişti, dimdik duruyordu durakta, durak direği! ..
Görünce uzaktan çekti bir şeyler, hüzünle karışık bir sevgi tüttü burnunda!
Yanaşıp kaldırımın kıyısına yavaşça, ses verdi fren!
-Haydi dedi atla, götüreyim gideceğin yere!
Yılların verdiği alışkanlıkla, sahiplik duygusuyla.
-Neden, dedi?
Fırtınalı, ıssız, yoğun bir karanlık…
Tükürsen tükürüğün dilinde donacak!
Kulaklarında bitmek bilmez bir uğultu!
Havuç burnun ha düştü düşecek!
Gözlerin kuyu gibi çökmüş dibine, mağara girişi!
Kurt ulumaları geliyor biraz ötedeki bulut sarmalının derinliklerinden.
Toprak kamış damlı, tek katlı evin naylon örtülü penceresi önünde,
Ayağında terlik, şalvar donlu, kucağında bebeği ile ağlamaklı idi genç kadın.
Yüreğindeki keder yüzünden okunuyor, dökülüyor her yanından hüzün!
Daha önce böyle bir duruma düşmemiştik diye titriyor çatlak dudakları!
Sütüm kesildi, sıkıyorum sıkıyorum çıkmıyor göğsümden.
Aç yavrucağım, uyuyamıyor zavallı!
Deaş’ mıydı Yoksa Daeş mi Yada Işid? ! .
Diliniz varmadı bir türlü terörist demeye,
Sizin bu sinirli çocuklar deaş’ mıydı yoksa daeş mi yada ışid? ! .
Rehin aldılar Osmanlı dedenizin torunlarını da gıkınız çıkmadı, yalvar yakar aylar sonra salıverdiler, takas mı ettiniz yoksa tutsaklarınızla bilemedik aslını işin? !
Niğde’ ye kadar sokulmuş bağrınıza, öldürdü üç askerinizi; pişman değilim, onur kazandım dedi cani!
Sevgili Aşık Mahsuni ’ nin bir türküsü var;
Defol git benim yurdumdan
Amerika katil katil
Yıllardır bizi bitirdin
Amerika katil katil
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi