Ey halkım ne olur dinle biraz
dinle ki olma pişman sonunda
eyvah deyip vurma dizine
son pişmanlık fayda vermez
yarın hakkın yarın halkın önündesin
Kendi dilencimiz kendimize yetmez gibi,
Afganistan’ dan, yetmedi Irak’ tan o da yetmedi Suriye’ den 4,5 milyon dilenci daha getirdiniz.
Boşa gitti son 30 yıllık aşılama emeği, 2 milyon aşısız Suriyeli çocuğu alınca içeri!
ATATÜRK düşmanlığını hortlattınız,
Cumhuriyet, özgürlük, demokrasi düşmanlığını yeniden filizlendirdiniz!
Aşı haritalarını değiştirdiniz, kızamık hortladı;
Anayasa yapımı için Kurucu Meclis oluşturulması olmazsa olmaz koşuldur. Değilse şu an rte özelinde ve akp hükumeti olarak yapılacak olan “Yeni Anayasa Yazımı” Anayasa suçu işlemek olurdu! Anayasa profosörlerinin de bulunduğu bir TBMM’ de bunun görmezden gelinmesi hayret vericidir. RTE ve Akp Hükümetlerinin yapageldiği gibi ‘BEN YAPTIM OLDU! ’dur! ..
RTE aç gözlü/doyumsuz biridir! İst. BBBaşk.lığı döneminde “taşı toprağı altın İstanbul’ un” taşından toprağından, ormanından, suyundan yararlandı! Başbakan olduktan sonra da yine İst. BBBaşk.ı gibi davranmayı sürdürerek “taşı toprağı altın İstanbul’ un” taşından toprağından, ormanından, suyundan yararlanmaya devam etti! ..
Yasama, yürütme, yargı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız olması gereken üç önemli erglerin ayrılığını bir yana iterek, üçünü de kendi tekeline aldı! Bu üç kurum da RTE’ nin inisiyatifinde işlemektedir! RTE’ nin isteği dışında iş yapılamaz, karar verilemez, sanık/kusurlu olarak değerlendirildiği yazılıp söylenen RTE’ nin aleyhine ve/veya olması gereken doğru yargı kararları bile verilemez, verilen kararlar da uygulanmaz; bu doğrultuda karar veren/işlem yapan savcı ve yargıçlar da inanılmaz ölçüde yaptırıma uğratılır sürülür/terfi ettirilmez/dosyaları ellerinden alınır durumda; hatta ve hatta kolluk kuvveti oluşturulamaz olmuştur! ..
RTE Cumhurbaşkanlığını gasp ettikten sonra cumhurbaşkanlığını gereğince yapamadığı gibi; İst. BBBaşk.lığı ve Başbakanlık’ ça yapılması gereken bir kısım işleri de kendisi yapmayı sürdürdü! Doğru olmadığını düşündüğü yada eleştiriler üzerine bu kez “İKİ BAŞLILIK” gerekçesinin arkasına sığınmaya başladı! İki başlığı yaratan kendisi, yasalara uymayan, uygulamayan, mahkem kararlarına uymayan, uygulamayan kendisi olmasına karşın bu gerekçe ardına sığınmayı sürüdürmekte; “BU ANAYASA DARBE ANAYASASI BU ANAYASA İLE İŞLER YÜRÜMÜYOR, VESAYETTEN KURTULMALIYIZ! ” demeye başlayıp, tutumunu devam ettirmektedir!
Böyle kalsa neyse ama bir de tutturdu “BAŞKANLIK”diye ucube (!) bir kurum yani bazı yorumlara göre faşist diktatörlük/padişahlık! Bir de bu güne dek olmadık bir ad ekleyip “TÜRK TİPİ” olarak lanse ederek, cahil halkı kandırmak istemektedir!
İki başlılığa gerekçe olarak da Cumhurbaşkanlığını gasp etmiş olmasına karşın, “BENİ HALK SEÇTİ! ” sözünü dilinden düşürmemektedir. Halk seçince her şeye karışacağı gibi YANLIŞ bir değerlendirmeye sahip olmaktadır! Oysa cumhurbaşkanını halkın seçmesi cumhuriyet yönetimi açısından çok sakıncalı bir durum yaratmıştır! Üstelik, kendisine TBMM’ nin seçtiği cumhurbaşkanlarınkinden ayrı bir üstünlük de vermemektedir! .. Doğrusu cumhurbaşkanını yine TBMM’ nin seçmesidir.
vınlayıp giden otomobilin içinde yoğum ben
ama sesinde kulaklarım usumda yolculuklarım
ayrılık taşır vınlayıp giden otomobil
yorgunluklar acılar dargınlıklar getirir götürür
vınlayıp giden otomobil bir garip ürperti verir insana
kavuşma taşır özgürlük taşır umut taşır insanlık taşır
İzmir' in köylerini sürekli geziyorum. Bir köyde yaşlı bir amcadan şöyle bir dilek aldım, duyuracağım dedim, sözümü tutmuş olayım:
"Sayın Başbakanım’ a Yada Yetkililere,
Türk Yurdu ve Ulusu’ nun bir üyesi olarak bizi yönetenlerin, Atatürk’ ün “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” özdeyişinde yerini bulan, beden ve us/akıl yönünden sağlıklı olmalarını ister ve dilerim. Başbakanımız’ ın, kadınlarımızın kaç çocuk yapacakları yada yapmayacakları, neyi içip içmememizi, nereye AVM veya cami yapılacağı, köprünün veya yolun nereden geçeceği, hangi ihalenin kime verip kime verilmeyeceği, rantlara kimlerin ortak edilip edilmeyeceği, hangi şirkete ceza verileceği; kimlerin yargılanıp yargılanmayacağı, neyi okuyup neleri okuyamayacağımızı kendi kafasındaki kapasite oranında kararlaştırıp; bazen savcı yada yargıç, bazen mühendis, kimyager, ebe, sağlık memuru….gibi konularda diktacı tutum ve davranışlarını; tüm dünya ulusları, Türk Halkı ve kendisi ile sürekli savaş halinde görünce kaygılanıyorum. Yapıcı, yaratıcı, uzlaştırıcı, barıştırıcı birleştirici bir tek sözcük çıkmıyor ağzından. Ne hoş gürü, nede empati ve anlayışı yok…Sayın Başbakanımız adına üzülüyorum…
Bir sağlık kurulu, yetkin doktorlar kurulu gibi bir kurum yada kuruluştan sağlık kontrolünden geçirilmesini; başbakanlık görevini yapıp yapamayacağı konusunda bir rapor aldırılmasını düşünüyorum. Çünkü, her şeyi bir yana başbakanlığı yapamıyor. Aşırı yetke, yasak ve baskı ile terörle her şeyin kendiliğinden iyi olacağını sanıyor! ..
Ne olur Sayın Başbakanımız bizleri daha fazla üzmeyin. Alacağınız sağlıklıdır raporu ile bizleri sevindirin. Selam ve saygılarımla."
Köylü Amca' nın bu derece bilgi ve harslı/kültürlü oluşuna hayran kaldım. Haksız mıyım? Siz karar verin! ..
“ŞAMİL TAYYAR’ DAN BAŞBUĞ’A LAW DERSİ” başlıklı 4.5.09. günlü yazı yorumu.
BEĞENMEDİNİZ Mİ?
Ne diyecekti peki? Fetullahçı ABD ağzı ile düzmece planınız doğrultusunda yalan yanlış şeyler mi söylemeliydi? Tuncay mı sandınız? Verseydiniz eline oyun metnini de oynasaydı istediğiniz gibi! ABD' nin başına çuval geçirdiği yetmedi mi daha da aşağılamak istersiniz askerimizi? ! .İleride merak ederim torunlarınızın babaları kimler olur! Bu yurdu, ulusu, özgürlük ve bağımsızlığımızı kimler koruyacak bakalım? Zaten ne kaldı ki koruyacak, savunacak? ! .Hainler, teröristler baş tacı; onlarla savaşanlar o ne idiği belirsiz ve zorla yalan ifadesi alınanların yalan beyanları ve düzmece planlarla yargılanıyorlar. Dalgada sıra Atatürk' e ne zaman gelecek bakalım?
NİHAYET 1 NUMARA BULUNDU BAŞLIKLI TARAF GAZETESİ HABERİNE YORUM(4.5.09)
Şimdiye dek Türkiye' de (diğer bazı ülkelerdekileri dışarıda tutarsak) darbeleri yaptıran kim yada kimler? Bu sorunun yanıtı başlığın yanıtı da olur mu? Bana bir yerlerden para falan gelmiyor ve kendiliğimden yazıyorum. Bu durumda derim ki boşuna aradınız 1 numarayı! Zorla ILIMLI İSLAM OLACAKSINIZ, NATO' YU KORUYUP KOLLAYACAK, BÜYÜTECEKSİNİZ, BEN PİSLEYİP ÇIKACAĞIM SİZ DE GİDİP PİSLİKLERİMİ TEMİZLEYECEKSİNİZ. BENİM BOK PROJELERİMİ DESTEKLEYECEKSİNİZ...(hangi birisini yazayım) deyip, hükümetler kurup yıkanlar kimler? ÖZGÜRLÜK DİYE KANLI GÖZ YAŞI MENDİLİ GÖTÜRENLER KİM? SUÇLULARI KORUYUP, KOLLAYAN GEREKTİĞİNDE KULLANMAK ÜZERE ELİNİN ALTINDA TUTAN. KURDUĞU ÜSLERDE SORGUSUZ İNFAZLAR YAPAN. ÜLKEMİZ İÇİNDE ÇIBAN BAŞLARINI KAŞIYARAK YARA YAPANLAR KİM YADA KİMLER? Allah aşkına gülünç olmayalım. Şeref, haysiyet, gurur, onur önemli kavramlardır. Bunları bilelim.
Cumhurum Bunu Bilsin.
Sayın Başbakanımız halka bir muştu vermişti. “…müjde, nihayet parti kapatılsa bile, kapatılmaya neden olan parti yöneticilerinin millet vekilliği düşmeyecek! ” demişti.
Koyun sürüsü yerine konulan halk da bunun ‘TBMM’ nin belli birkaç ….kişinin çiftliği durumuna getirilip, bu kişiler ne halt ederlerse etsinler o çiftliğin sürekli sahipleri/oturanları olarak istedikleri gibi at koşturabilecek, bizim de onlardan bir türlü kurtulamadığımız gibi onların gizli açık malı götürmeleri dışında (!) onlara en yüksek düzeyden aylık ödemeyi sürdüreceğimiz. Yani onlar biz halkın sırtında bir kambur gibi durup boza pişirmeyi sürdürecek, halk da onlara üstüne üstlük maaş ödeyecek…’ olduğunu bilmeyecek!
Cumhurunuz bunu bilsin mi Sayın Başbakanımız?
Cumhuruna ikinci ucube (!) muştusu da “….müjdeler olsun, artık devlet uygulamalarından mağdur olanlar, mağduriyetlerinin telafisi için kusurlu/suçlu/sebep olana rücu edemeyecek, yalnızca devlete dava açabilecek! ..” şeklinde olmuştur.
Yani beş para etmez partili, yanlı yönetici, görevli, savcı, yargıç, bakan, başbakan… bize etmediğini koymayacak, günümüzü, geleceğimizi karartacak ama yaptıkları da yanına kar kalacak. Elini yıkayıp işin içinden sıyrılıverecek. Yaşamı kararan, zarara uğrayan yurttaş da mahkeme mahkeme yıllar süren davalardan sonra açtığı davayı kazandığında, tazminatı/ödentisi hazineden ödenecek. Yani varlıklıdan, rantiyeciden, almadığı ama yoksul işçi, emekçi, memur, köylü, emekliden aldığı vergilerden oluşan hazineden ödenecek. Bu nasıl Ali Cengiz Oyunu böyle? ! . Demeyin. Kimse duymaz. Yayınlayamazlar çünkü. Cumhurunun bunu duymasını, bilmesini hiç istemez çünkü Sayın Başbakanımız.
Aman allahım o ne öyle
yaylı sünger yatak sanki gömül
bir o yana bir bu yana
gezin salına salına
o ne öyle zembereğinden boşanmış yay
Utanırım şairliğimden ne zaman şairim desem şiir yazdığım için
Okuduğumda melankolik deniz gök dağ deniz aşk karışımlarında
Derim ki kendi kendime sen de şair misin be hey serseri
İki dize ulamakla peş peşe dünyayı yarattın sanırsın göğsün kabarır
Beyaz yastığa darmadağın yayılmış kadife saçları huşu ile okşamayı ben de bilirim ve yazarım oysa
ABD' nin ırkçı, siyonist, faşist, kapitalist, liberal, Türk düşmanlığı, müslüman düşmanlığı... eylemlerine çanak tutarak, destek olarak yardım etmeyi şeref sayan, her fırsatta bununla övünen, yurduna, ulusuna, dinine ihanet eden birilerine devam diyorsanız EVET deyin. Saddam' ı da desteklemişti bir ara o ABD, Saddam' ın sonu ne oldu? Iraklılar şimdi Saddam’ı mumla arıyorlar! .. Irak' ın Iraklılar' ın sonu? ! . Ortada.
Bizim de sonumuz böyle olsun diyorsanız EVET deyin.
AKP' nin anayasa değiştirme hak ve yetkisi olmamalı diye düşünüyorum. Yolun sonuna geldiler. Giderayak bir süre daha başımıza bela olmanın tuzak yollarını kuruyorlar.
Yapacakları en iyi iş, BİRAN ÖNCE ÇEKİP GİTMELERİDİR. El attıkları her dal kurudu. Satılmadık nemiz kaldı? Her şey peşkeş çekilerek elden çıkarıldı. Her şey iktidarda kalma uğruna ABD ve AB güdümüne girdi. İçeride ordu, yargı, sosyal kurumlar, kişiler başta,basın yayın, değer yargılarımız, bilimimiz, kültürümüz....her şeyle savaş içindeler. Açlık, yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik ayyuka çıkmış, değer yargılarımız alt üst olmuş, ahlaksızlık diz boyu, onlar köşe dönme yarışındalar. Koskoca YÖK eğitimi, bilimi falan bıraktı, imamları kilit noktalara getirebilme uğraşını veriyor. Şimdi de dışarıdaki Feto okullarını bitirenleri işe sokabilme gayretindeler. Bizim çocuklarımızı düşüneni yok. AKP’ yi eleştiren, ABD’ ye karşı olan içeri atılıyor. Devlet daireleri yeterliksiz imam kılıklı, FETO okulları öğrencileri ile doldu. Bakanalıklar tarikatlara pay edildi. Bizden olmayan halkın çocukları ne olursa olsun diyorlar.
İçeride bunlarla uğraşmaktan, dış işleri ile uğraşamadıkları için dışarıda itibarımız kalmadı. ABD ne derse o oluyor. Eş başkanız falan derken, Ermeni kazığını atıverdiler. ABD' den ne zaman kime dost olmuş ta bize olacak? (Ama çıkarı için AKP' yi iktidara getiren ABD olup ve istediği gibi kullandığı için AKP' ye dostlukları dışında!) BUNU TÜM DÜNYA BİLİYOR DA BİR akpLİLER Mİ BİLMİYORLAR? GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKARAK YALAN SÖYLEMEYİ BIRAKIP, HİÇ BİR ŞEY YAPMASIN VE ÇEKİP GİTSİNLER. Atatürk ve Türklük adına olanları yıkıp geçiyorlar. Türklük, Osmanlı’ da olduğu gibi İKİNCİ SINIF yurttaşlık oldu.
Yüksek Yargı kendi istediği kişilerden oluşacakmış! Yarası olan gocunur derler, NEDEN DARBELERDEN KORKARAK KAÇAK GÜREŞİYORLAR? Yargıtay Başsavcısı’ ndan neden nefret ediyorlar? Zaten KAPATILMIŞ BİR PARTİ değil mi? (12 mi çok, 11 mi, 7 mi çok, 4 mü gibi hesaplar yapılmadı mı? İleride yaptıklarının hesabı sorulacaktır elbet.
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi