Maksadım,
Ne kırmaktı, ne de kırılmak,
Sıradan sorular ve sıradan cevaplardı
Beklediğim.
Bir kalemde silemezsin…
Kılı, kırk yarıp da yazamıyorsan,
Dertleri neşeye saramıyorsan,
Her heceye bin his katamıyorsan,
Bence sen daha bir şair değilsin!
Ateşle barutu yan yana koyda,
Ey sevdiğim!
Ben, yeşil bir dalın
Filizlenen gülü idim.
Sen…
Beni dalımdan koparıp
Yapraklarımı döktün
İnsanlığa açtım seven gönlümü,
Düşündüm de, bir tek kula yetmiyor.
Fikirlere yasakladım ölümü,
Sahibiyle kaybolup da gitmiyor.
Sevgi bir ışıktır karanlıklara,
Gece çöker, mor dağların üstüne
Acılar içinde seste yüreğim
Boğulurken günler, kara gecede
Yine sancılarla deste yüreğim.
Dönülmeyen yolun son durağında
Hüner bu ya ateş yakar su’ynan
İnsan var ki göz boyayıp çalıyor
Kimi var ki mevlit yapar toy’unan
İnsan var ki dünya baki sanıyor
Cimriler var hesap kitap peşinde
Mademki yaşıyoruz bütün kullar dünyada
İnsanız insanlığa, insanlık borcumuz var.
Yaratmış kulum diye göndermiş bu dünyaya
Yüce Allah’ımıza ibadet borcumuz var.
Yeter ki insan olsun, fark etmez dili, dini
Çiçek çiçek baharımsın
Hem gecem hem sabahımsın
Anladım ki hayatımsın
Gel güneşim olmaya gel!
*
Dayanamam ayrılığa
Meleksin derseler sakın aldanma.!
Düşünüp, konuşan, sende insansın…
Kral diyorlarsa hayale dalma…!
Üzülüp ağlayan sende insansın…
Öyle bir gönül ki…! Dipsiz bir kuyu.
Senden önce hayat, güzeldi, hoştu
Sen geldin dünyama duygular coştu
Neden çalıp gittin mutluluğumu?
Bana bir mutluluk borcun olmalı.
*
Önce neredeydin niye geç kaldın?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!