Eller gibi durma anla halimi
Boş kalmasın yeter tut ellerimi
Mutlu eder iki kelime beni
Seni seviyorum demek zor değil.
Seninde gönlüne bir his doğduysa
Ne güzeldi,
Çelik çomak oynayıp,
Misket peşinde koşmak.
Kuşlar kadar şen, şakrak
Sokaklarda oynamak.
Çocukça duygularla
Sensizliğin pınarında
Coşar durur ah şu gönlüm
Hep kavuşmak dileğiyle
Koşar durur ah şu gönlüm
Çok hüsranı tattı senden
Hep kazık atarsın candan dostuna
Pabucu ters giydirirsin şeytana
Bürünsen bile kuzu postuna
Ne kurt olduğunu bilmeyen mi var?
Her şeye zoraki gülümsesen de
Yaprağım kurumuş… Dalım kırılmış…
Güllerimi dereceksen geç kaldın!
Dizlerim tutmuyor… ayak yorulmuş
Kalk! Gidelim diyeceksen geç kaldın!
*
Gençlik uçup gitti, görsen yüzümü
Altmış dört yılında TOKAT’ta doğdum
Acılar içinde gerçeği buldum
Dünyada yaşayan bende bir kulum
Yüzüyorum ömür denen bir salda.
Tohumken toprağa düştüm delice
Nasır bağlamışken çalışan eller
Güneşin altında bükülmüş beller
Boncuk boncuk olmuş alnımda terler
Uzaklarda esen yelden bana ne…
*
Hayat beni elden ele salarken
Dünyaya ayak bastım Adem ile Hava’yla
Yunusa rehber oldum hoşgörüyle, dostlukla
Kullara sevdir dedi beni yaratan Mevla
Yüreklerde çarpsa da belli eder yüz beni
Maceraya yol aldım her dizenin sonunda
Mendiller işlenir mektuplar yanar
Sevdiği güzele türküler yakar
Aşkı yüreğinde şimşekler çakar
Sevda bir başkadır bizim ellerde.
Aşığı bir başka sazı bir başka
Öyle büyüklenme soyumuz aynı,
Bedenlerimiz bir, çulumuz farklı…
Havamız, suyumuz, dünyamız aynı,
Menzilimiz bir de, yolumuz farklı…
Et ile kemikten vücut çatımız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!