Herkes altın öğütler verdi, inci taneleri sundu
Bende yıllardır biriktirebildiğim çakıl taşlarını sizlere sunuyorum…
Yorumlarınıza…(!)
İşte EFSANE’den çakıl taşları, ister atın, ister satın…
“Menzili ırak olanın adımları büyük olmalı”
Çocuklar!
Kuşlar ve çiçekler
Temiz havayı severmiş,
Ya siz...!
Sizde kuşları, çiçekleri,
Ve doğayı seversiniz değil mi?
Yaşlandık, yaşamadık…
Şu hayat yollarında
Üzülmeyin yaşayanlar,
Boş verin, kedere… Gama...
Biz kolayı seçmedik.
Mücadele ettik,
Acılarım arttı, bitmiyor derdim
Sancılar dinmiyor gittin gideli…
Bir hayalin kaldı bir yırtık resmin
Gözlerim gülmüyor gittin gideli…
Yalnızlık odamda sarmaşık gibi
Her türlü fikire saygım var amma
Katkı yapsın yeter edebiyata
Gözüme saldırdı beslenen karga
Tüylerini tek tek yolasım geldi
Yurdun temelini dipten oyacak
Şu yalancı âleme kimler gelip gitmedi
Yaşanmadı dünyada, böyle aşk, böyle sevgi
Mutlu olacak isen görüp eridiğimi
Ateşimi bırak da, kül diyerek sev artık!
Hayalinde düşünde özleyip beklediğin
Şu anda gözünde tozpembe dünya
Belkide yaşamak sence bir rüya
Hele şöyle gel de! Elli-Altmışa
Hayatı, o zaman gör! Delikanlım.
*
Saçına ak düşsün, tenin kırışsın
Avını bekleyen pusuda gözler
Uzaktan uzağa halimi izler
Namluyu çevirmiş gönlümü kezler
Patlamaya hazır silah gözlerin….
Param parça edip duygularımı
Duygularını üç binli yıllarda
Sevgilini marsta düşün
Parmakların bilgisayar tuşlarında
Aşk mektupların konpitür olsun
Aşkın acısıyla çöllere düşme
Ar, namus, şeref kutsaldır bende
Beş kişi silahlı geldi üstüme
O an bin bir şimşek çaktı beynimde
Nasıl olduğunu bilmem Hâkim Bey!
İftira ettiler çektim sineme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!