......................'Güneş kınına çekilmedi henüz'
hastaların buluştuğu duvarsız ev
dolaşırken al yuvarlar gibi ruh
içimizde saksız dünya
bir kent gibi büyürken geçmiş
yağmur sonrası fırtına öncesi,
....ki her yağmur
hüznün kaldırımlarında
...............yürüyenler için
.......bir fırtına habercisi,
yağmur dindiğinde,
Bütün süpürgeleri çalıştıracaktım
Havadaki tüm bulutları çelsin diye
Kapalı bir hava istemediğinden
Öldüğün gün
Ne var ki, talihin hiç gülmediğinden
hüsnünü yitirmiş vakit, bu yüzden
esaret gibi çökmüş karmaşa
'geçilecek tümsekler düzelmiş'
aşamasız yaşam
insanla hayvan arasındaki, ince tül
Karanlıkta ayak sesleri
Bir başka gelir kulaklarıma
Sesler büyür bir bir dağ misali
Kimi bir gıcırtıdır kimi yankı
Sesler vurur kulaklarımdan
hem kendi ustası
....hem de kendi çırağı olan için
bir ironi değildir de nedir
.....yükselme zorunluluğu.
açılırken isimsiz gölge zamana
..salınır düşüncede sahipsiz ima
zihin o kainatın asli atomu
....ve görüntüsü yaşamın
taşır içinde noktaya dair ne varsa
şamanım en iyi sen bilirsin
avuçlar geceği ölüler
izler izleğinde sözcükler
Ra o esinler tanrısı
Seni siyaha boyamışlardı da
Herkes seni Arap atı sanmıştı.
Hem de öyle güzel boyamışlardı ki
Sen bile kendini Arap atı sanmıştın
..........................................'üç noktalı bir şiir'
şimdi ya da asla, göğsüne batırılmış bir hançer gibi
çek çıkar beni ya da bırak içine saklanayım
öyle ki yıkılsın yıllar geçmişin kıllı omuzlarına
öyle ki kaldırılsın tüm ölüler tuluata
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!