kırmızı dut boyarken kırmızıya,
siyah dut boyar siyaha,
iş böyle işler düzen,
kırmızı kırmızıya siyah siyaha,
lakin elbet, bir ademoğlu,
İlk kez düşündüm
Aramızdaki uzaklığı
Sen orada ben buradayken.
Ve gücüm yokken
İstediklerimi yapmaya
Söyle, nasıl ulaşabilirdim sana
...................Barış ve Mutlu dostlarıma
şehrin sahte kabadayılarıyız
............ben ve bizim çocuklar
..................yalın zırh
ellerimizde tahta kılıçlar
Hatırlıyor musun?
Sana en çok,
Meleğim demeyi severdim
Benim için melek kadar saf
Melek kadar temizdin
Yalan bilmezdin
siz ki yalan tacirleri
…..yokluğun simgeleri
yalan yanlış senaryoların
..yalan yanlış artistleri
bilinki suflörlerimiz aynı
….yeterki bunu bilin
Tutulamayacak kadar kaygandı
Korunamayacak kadar kırılgan
Üstelik kaybedilemeyecek kadar da değerli
Gidilmesi gereken ama asla gidilemeyen
Bir yol gibiydi, bir adım atsam
Tekrar geri çekerdim
Sobaasız bir ev gibi sensizliğim
'Soğuk'
Ki bir çiğ gibi damlarken
Çıplak bedenime umut
'Sensizim'
evet doğrudur, hayatın bir merdiven
ve basamaklarının kısa olduğu.
akarken şelaleye doğru
zaman törpülüyor maksadları
bir kütüğe tutunmuş gidiyoruz
boylayana kadar suyun dibini
bir ülküdür tutturmuşuz
mümpen bir ışık yayılırken
aydınlığa hasret münevverden
zaman geçmektedir
dökerek gözyaşı
ki cehalet sürekli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!