Kurt düşmüş yola
Yılların açlığıyla
İçi yanık içi aç
Bir yudum suya
Bir lokma aşa
Sen çıkmışsın karşısına
Neler görmüştü yıllardır
Nice vakaya şahit olmuştu.
Sevdiği halde ayrılanları,
Para için birbirini öldürenleri,
Bir hiç yüzünden kavga edenleri.
Mahkeme duvarı olarak
yüzümü saran gölgeler içinde
kimi zaman iyimser
........kimi zaman karamsar
yüreğimde tastniflenmiş duygular
......ışık buldu mu açığa çıkar
………………………”sessizlik büyüyor
…………………………..hiç küçülmediği kadar”
yağmurda unutulmuş bir çamaşır gibi
ıslanıyorum zamanın gitinde
yıldızlar kayar küs çiçeklerinde
kırıltı kalır iner yüreğine
narindir insanoğlu
.....aldanmaya gelmez
Bir uçurtma yaptım tahtadan
Çocuktum oyuncağım uçurtmamdı
Kuyruğu vardı kağıttan
En güzel uçurtması değildi
Belki mahallenin ama benimdi uçurtmamdı
Bir gün annem öldü ardından babam
Sen benim
Yaşadığım masal
Kül kedim pamuk prensesim
Ben senin
Herkül’ ün yiğidin
Bir hak yiyen gördü mü
Dişlemek gelmezdi içinden
Sadece geçip karşısına
Ağlardı içten
Hangi kötülük dayanabilirdi
Bu şefkat göz yaşlarına
beyhudedir döner sanmak
henüz kaybedilmiş bir sermayeyi
keskin iflas iki parçaya
ayırırken zamanı
oysa katidir, olduğu yerde
ben nükleer bir savaşda
……..atsız şövalye
savaşıyor savaşıyorum
…..maruz kalırken zırhlarım
.…….radyasyona
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!