Sen geçerken
Nergisler vardı, yol boyu
Geçişinle solan
Geçişinle toprağa dönen
Sen geçerken
zihnimde dolaşan hayalet
korkularımın pompaladığı balon
elimdeki iğneyi bir görsen
sende benim gibi korkar mısın
ve bende senin düşünde
büyür müyüm bir umacı gibi.
Açık geniş bir sofra
Üzerinde beyaz bir örtü
Temiz pak yeni ütülenmiş
Etrafında sekiz sandalye
Ve yedi düşüncesiz kişi
İki bulut düşün koca gökyüzünde
Bunca bulut arasında kaybolmuş
Gidecekleri yer kendine değil
Rüzgarlara bağlı iki bulut
Ve bir insaf düşün rüzgarlara kalmış
Seni bir vapur iskelesinde bıraktım
Tüm geçmişime el sallayarak
Ve yanında kaldı yaşama dair ne varsa
Yanıma yalnız yalnızlığımı aldım
Seni bir vapur iskelesinde bıraktım
Bir yakıp bir söndürdüğüm
Sigara gibisin zaman
Bense bile bile seni içiyorum
Damarlarımda dolaşan
Kan gibi muhtacım sana
tozlanmış raflar silinir
kırık bank soğuk gece
gazete kağıdından battaniye yapılmış
üçüncü sayfa sıcaklığı altında
duyumsanmamanın sefil kahrı
(oysa daha terk etmemiştir parkı
Kasvetli bir gökyüzü var bu akşam
Kapalı ve ara sıra yağışlı
Lakin şemsiyemi almamışım çıkarken
Varsın almamış olayım
Bu yağmur bir başka ıslatıyor adamı
Yolun karşısında bir çay bahçesi var
aşk içimde şimdi;
yüzyıllar önce patlatılmış bir nara,
zihnim farklı düşüncelere
……kuzgun gibi kubbe altı,
“benim kaldırmak zorunda olduğum
……Atlas okyanusunun bile
köprük sularla sevişirken dalgalar
vapur bir liman arar fırtınadan kaçmaya
sallanırken, ürkek tahtaları gıcırdar
korkan bir adamın dişleri gibi
rüzgarsa umarsız uğuldar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!