Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir
Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir
Dağlar düze iner birden
Aşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir
Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerine
Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere
Tatlı su göllerine akamıyorum
Yüzüm yüreğim deprem dalgası
Bu gül kıyımlarına bakamıyorum
Her sevi bir türküdür bağrımda
Her öfke bir ağıt
Yine çığ basmış bütün yolları
Yolu yok haber sormanın
Selam iletmenin dostlara
Hep kavgayla sürecek gibi yaşam
Korkarım ki
Aşka zaman bulamadan gideceğiz
Sen yürürsün rüzgar yürür
Sabahlar sığmaz olur gözlerine
Her adımda çözülür bir karanlık
Şafaklar çiçek sunar ellerine
Gün tutuşur
Dağlar aydınlanır
Gün batarken ayrılırsak eğer
Gizlice bakışlarını doldur koynuma
Güneşsiz ayrılamam
Az sonra
Suyu kesilecek insan ırmağının
Kendini bir suyun akışında
Ve suları kendi bakışlarında
Bulabilenler bilir bu türküyü.
Sen ki anlarsın
Bir türkü uğruna
Çileler çekerdin yıllar boyu.
Narın morlaştığı yerdeyiz yine
Aynı kutsal mavinin yüreğindeyiz
Sevdanın zor kaçaklığına karşı
Yeşeren bir dal
Ve kırılan bir zincir sevincindeyiz
Ne zaman yağmur yağsa
Bir buluşma yeri olurdun
İstanbul'da rüzgâr soluklara
Mavisi yasaklanmış deniz
Kızıl tufanı yaratmadan daha
Ne zaman yağmur yağsa
Daha takılmadan bu telörgülere
Biz ki
Çocuğumuz dedik alınterine
Okşadık alınterinin yanaklarını
Nasıl sevdik karayı bembeyaz
Öfkelerim kadar küçük bu gece çığlığı
Düşlerim kadar büyük
Duygularım kadar karmaşık nasıl anlatsam
Çıksam şimdi çöl suskunu sokaklara
Dallara yürüyen sular gibi çıldırsam
Baharı muştulamak adına kapılar çalsam
Kırlara Bahar yetmiyor ??????
..
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
...
Kavgaların en yücesi emek kavgası hak kavgası onur kavgası.
Selam olsun bu onurlu kavgalarda yerini alanlara.