Sancısını yaşıyorsun kaç zamandır
Yeni bir güne sevinçle başlamanın
Yoluna ışık tutan sözcükler
Var mı o günün ışıltılı kanatlarında
Rüzgara dost olan soluklar var mı
Altını çize çize soruyorsun nedense
Sonbahardan sonra ağaçlar
Hep duman açar Ankara'da
Saksılarda yeşil bir yalnızlık
Uzayıp gider ev tutsaklığında
Kış boyu rüzgarsız ve çiçeksiz
Ne gün kalır güneşin yüreğinde
Deniz yok olursa diyor bir çocuk
Balık kaybolursa
Ne derim benden sonraki çocuklara
İnsanlar kaybolurken gözaltılarda
Çöllerde boğulan nehirler
Ey çocuk
Herkes kendince seviyor baharı
Kimi ufuklarda yaşamı karşılıyor
Kimi bakışlarda yeni başlayan aşkları
Ey yasa bürünen mayıs sabahları
Kimler onarıyor şimdi
Dallarda dağılan kuşsuz yuvaları
Hani saz çalınırdı ölüm
Türküler söylenirdi kan
Sen gideli kaç mevsim
Kaç yıl geçti aradan
Şimdi rakı sofrasında
Evvel zaman diyor biri
bunca yil cigliklar kosturulmus bu yolda
deli taylar gibi ter icinde cigliklar
savrulan bir yanlisa vurulmak icin mi
yoksa daglari yirta yirta yuruyen
bir irmak diliyle durulmak icin mi
Geceler midir tükenip giden
Aylar mı yoksa ay ışığında
Ey soluğumu soluğunda sevdiğim
Sesimi sesinde dinleyip,yüreğinin rengine gönül verdiğim.
Bil ki senden uzak ne kuşları avutabilir beni buranın
Bir saz kadar mutlu
Ve hüzünlü başlıyoruz bütün günlere
Ve bir türkü kadar sıcak
Biliyoruz kidağların göğsünü saracak
Ve yerinden oynatacak olan şafak
Onuru ışık diliyle
Onurun çırpındığı bütün göğüslerde
Azgın lokomotifler gibi her nefes
Bir ses dolaşıyor yürekten yüreğe
Bir ses
Yalayarak geçiyor demir kapıları
Telörgülerde parmaklıklarda dolaşıyor
Neyi yaşıyoruz şu anda
Nelerle sığmıyoruz dünyaya
Aşktan
Öfkeye geçiriyoruz birdenbire
Sevinçten üzüntülere
Durgunluktan coşkulara koşuyoruz
Kırlara Bahar yetmiyor ??????
..
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
...
Kavgaların en yücesi emek kavgası hak kavgası onur kavgası.
Selam olsun bu onurlu kavgalarda yerini alanlara.