Her gece pencerem açıktı,
Beklerdim rüyama geleceksin,
Odam sensiz çok karanlıktı,
Sen bunları nerden bileceksin.
Hep fazladan bir kadeh vardı,
Senin bana bıraktığın hasret denizinde,
Boğulmaktayım sensizliğin en sığ yerinde,
Şu an kim bilir ellerin hangi vefasızın elinde,
Sevmiyorsam eğer seni,Allah kahretsin beni.
Uzakta olsan bile rüzğarlar getiriyor kokunu,
Secde etti melekler,
Gündüz oldu geceler,
Alemler şükür eder,
Sen doğdun ya Muhammed.
Cehaletler son buldu,
Tabiatım olmuştun sen benim,
Islandığım zaman yağmurum,
Üşüdüğümde güneşim,
Hayattaki tek eşim,
Sendin......
Tatlı uykularını bölerdin,
Bana ninniler söylerdin,
Hep bebeğindim,ben senin,
Hakkını helal et anne.
Bana kol kanat gerdin,
Ezelden geliyorum soyum şanlı,
Ne Edirne'liyim nede Van'lı,
Duysun bütün düşmanlar,
Benim adım son Osmanlı.
Savaştılar kılıçlı kalkanlı,
Dünyada iken yüzünü görmek için,
Dün gece son defa sokağına baktım,
Ne kıymeti var ki bendeki gençliğin,
Gidiyorum,bu şehri sana bıraktım.
Sen gel dedin,ama nedenlerim vardı,
Şimdi dinlediğim bu şarkı varya,
Yüreğimin sesini sana anlatır,
Şişeye yapışan ellerim barda,
Bu aşkın şerefine kadeh kaldırır.
Bir türlü sevemediğin bu adam varya,
Saçının telini yastığımdan,
Duvardaki resmini odamdan,
Senli olan anıları kafamdan,
Atıp seni unutacağım,
Silip seni anmayacağım.
Gönlünden açıldı dünyaya,hoşgörünün kapısı,
Semazenin eteginde uçuştu,vuslat dalgası,
Seninle bitti işte; dil,din,ırk,milliyet kavgası,
Mevlana dergahında kuruldu,bu dostluk sofrası.
Sen ki; insanlığa verilmiş ilahi yüce nimet,
Kardesim Adnan,
sizleri ziyaret ettigimde, rahmetli babanin mezarinide ziyaret
etmistim.Ruhuna okuduktan sonra Ona dedimki, arkanda ne kadar yigit, mert ve onurlu evlatlar birakmissin.Keske seni tanima firsatim olsaydi dedim. Siirinde bana atfettigin sözlerin kat bekati senin sahsiyetinde ...