Bir sabah doğar, suskun bir dağ köyünden
Kavruk ellerinde ekmek, alnında ter
Kanun kim, hak kim bilmez dağların çığlığı
Sarı yamaçlarda savrulur hayat, ince bir rüzgar gibi.
Gözlerinde keder, dillerde suskunluk
Her taşın altında saklı bir hikâye var
Bir avuç umut, ömür boyu beklenen
Toprak gibi ağır, bir o kadar sessiz.
Koca çınarın gölgesinde yıllar boyu bekleyen
Bir insanın sabrıdır adalet, toprak kokar
Her yağmur sonrası yeşeren umutlar gibi
İnce bir çizgide yürür, yıkılmadan, eğilmeden.
Sorgusuz geçer mevsimler
Zaman bir nehir olur, alır her şeyi
Yüreklerde kalan tek şey, adaletin gölgesi
Ama o da kaybolur, ince bir sisin içinde.
Gözler göğe döner, yıldızlar kadar uzak
Özgürlüğü arar, karanlıkta bir ışık, bir fer
Bir an gelir ki gölgeler ardında unutulmuş
Sesler yükselir yerden, hesap sorar her ferdi.
Adalet, dilenci gibi ayazda titrerken
Kapılar çalınmaz, yüzler çevrilir
Koca dünyada tek bir söz bekler
Ama sesler karışır, susturulmuş haykırışlar.
Kırık dökük sokaklarda büyürken haksızlık
Umudun filizleri içimizde, boy verir
Dikenli yolların sonunda bulacak mı?
O sonsuz dengeyi, terazisi bozulmuş dünya.
Ve bir gün, bir sessizlik anında gelir adalet.
Gece kadar ağır, sabah kadar keskin.
İnsanın içindeki hesap sorar sessiz çığlık.
Biliriz ki adalet, bazen bir nefes kadar uzak,
Bazen de bir ömür kadar gecikir.
Kayıt Tarihi : 11.10.2024 00:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!