İşte küçük odamın
Küçük sandalyesindeyim.
Ve yine yazıyorum.
Ne havada
Ne de suda sebebim.
Yazmak bahane değil.
Kahpe dünya!
Döner durursunda,
Aldanmazsın
Yanaklarımdan süzülen yaşlara.
Sevmez misin sende aşık olduğunda?
Ne tuhaf bir dünya.
Aya yürüdüm dün gece.
Yalnızlığımın ısıttığı sulara yansıdım.
Durgun sulardaki balık oldum.
Korktum ışıktan, karanlığa kaçtım.
Yıldızlara yürüdüm dün gece.
İnadına insan olmak
İnadına……
Öfke bahane, kin bahane.
Hayattan nefret ettiğin kadar terlemek bahane.
Kanat çırpışlarını duymak bir kuşun,
Gönül hazinenle doldurmak kumbaraları.
Ben sana aşıkmışım.
İnanma bunlara.
Yalan söylüyorlar yalan.
Anlatmak için çok uğraştım mahalleliye.
Çocukça bir şeydi geçti gitti dedim.
Hala anlamıyorlar, inanmıyorlar.
Doğumumu hatırlıyorum da
Dünya gözüyle göreyim dedim seni.
Benim sevdam sana
Ezelden beri.
Bir gün gelecek, görüyorum.
O acıyla sarılacağım kaleme
Çala kalem.
Çok korkuyorum
Bir pencere açıyordu hayata,
Ardından güvercinlerin çırpınışı,
Cami avlusu çığlık çığlık.
Kalleş bir pusuya düştü Halilim.
Dağların efendisi, beylerbeyi Halilim.
Gözü pekti, mertti, deliydi.
Sormadı kimseye kendi yolunu Halilim.
Doğru bildiğiydi doğrusu.
Yazmadı kitabında kalleşlik.
Ay dolansın etrafımızda,
Güneş perde perde eriyip gitsin.
Ben sensiz sulara yansırken,
Hangi iklimdeyim nereden bileceksin?
Üşüsün titrek bedenim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!