Biliyorum defalarca okunacağım.
Kısada sayılmam hani.
Biraz balık etliyimdir.
Renk renk giyinir.
İstediğim gönülde gezerim.
Anlamsız bakan yüzler
Gökyüzü güneşten parlaktı.
Sen süzülürken,
85’in sonbaharında,
O çığlıklar, hala kulaklarımda.
Dün rüyalarımız
Birbirini görmüş.
Tanışmışlar, konuşmuşlar, anlaşmışlar.
Bize de Allah’ın emri ile istemek kaldı.
Lakin vermediler
Senin rüyanı benim rüyama.
Şeytana hazır ol emri verdim.
Azrailin durumu ne?
Hazırlasınlar vakitsiz namazı.
Geliyorum.
Kolsuz yelek giymişim sabahın köründe.
Hangi akla hizmet ise!
Üşüdüm desem başım ağrımaz.
Her gün bu ekmek kavgası öldürüyor beni.
Benimkisi acılar denizinde boğulmak.
Çok değil yaşamak korkum.
Fırtınalı bir günde demir almak.
Ölümün bağrına yavaşça sokulmak.
Benimkisi acılar denizinde boğulmak
Kaç insan bilir
Gerçek duanın manasını?
Ve kaç insan gördü
Gerçek ruhun esrarını?
Neden yalvarıyor bu eller?
Daha çok koşturacak peşinden
Rüzgar yalın ayak geçer dedi
Fırıldak Necati.
Tüyün bile kıpırdamaz.
O da aldırmamıştı bu lafa,
Mercimek Süleyman.
Ateş olsa beni yakar
Fırıldak Necati son kez düşündü sevdiklerini
Ve
Gözlerinden kayan bir damla yaş ile boğulmaya başladı
Geçmişinde.
Mercümek Süleyman daha sakindi.
Onun için sıradan bir işti bu.
Dostluğun kokusu siner üzerime.
Aşk, sevgi, muhabbet
Dalında güzel koparılmadıkça.
Sevgiyle sulanır meyveler.
Güne döner yüzünü.
Bir kuş gelse de konsa dalıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!