Beş kuruş fazla veriyorum şoföre.
İnsanları tanıyorum.
Beş kuruşa çok adam satın alınır bu memlekette.
Kim demiş yarın ağlayacak mışım?
Hasret bu değil mi?
Çekip gidecek olan sen değil misin?
Sonbahara inat sallanan yapraklarda
Bir çırpınış yeşertmek
Benim işim değil.
Bir gün anlarsın her şeyin boş olduğunu.
İyiliğin, güzelliğin, paranın.
Boş sokaklarda elveda demenin.
Pişman olursun kaçıp gitmek istersin.
Büyür içinde ezilmişliğin korkusu.
Ta derinden duyarsın çaresizliğin acısını.
Her şeyi baştan yapmak lazım, baştan.
Ormanı, denizi, gökyüzünü.
Mavi olmamalı deniz,
Sen kokmalı buram buram.
Sıkmamalı toprağı orman.
Sana bırakmalı beni.
İçimi sıyıran korkularım var.
Hazımsız.
Yönlendirilmiş korkular.
Çok korkuyorum.
Gönlüm bir bardak su
Yarısı dolu
Yarısı boş.
Ne boş tarafından bakasım gelir
Ne de dolu tarafından.
Bu sevda öldürüyor beni.
Kalk gidelim dedi deniz.
Yat uyu dedi sabah.
Geçmişin yorgun sokaklarında
Martı sesleri yankılanır kulaklarımda.
Oltamın ucu ölüm kusacak yine.
Dünden bugüne ne değişti?
Sen değiştin.
Ben değiştim.
Zorlamadan yaşanılmıyor hayat.
Her şeyi yerli yerinde bırakmamalı.
Zorlamakla sevmiyor insan.
Gözyaşım oldun.
Damla damla aktın yüreğime.
Güneş gibi sevdim seni
Isıttın bedenimi.
Ne bir elveda, ne de son bir hoşça kal
Çektin gittin beni benden habersiz.
Bir deniz kenarında
Martıları izlerken geldin aklıma.
Hani o yaşlı sokaklarda
Hasret rüzgarları çekerken içimize
Hani o yorgun müzik seslerinde
Seni dinlerken apansız.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!